Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13925 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18548 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 15/07/2014NUMARASI : 2013/2416-2014/2614Taraflar arasındaki Tüketici Hakem Heyeti Kararının İptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, Müvekkilinin davalı şirketin kayıp kaçak bedeli adı altında ücret istemesinin yasal olmadığı iddiasıyla Talas Kaymakamlığı İlçe Hakem Heyeti Başkanlığına başvuruda bulunduğunu, ancak Hakem Heyetinin 07/10/2013 tarih ve 2013/1829 sayılı kararı ile; elektrik faturasını oluşturan; dağıtım bedeli, kayıp enerji bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmeti bedelinin elektrik dağıtım şirketleri tarafından değil EPDK tarafından belirlendiğini, EPDK gereğince ulusal tarife uygulandığını, dağıtım şirketlerinin EPDK kararlarına aykırı hareket edemeyeceklerinden bahisle talebin reddine karar verdiğini, ancak Hakem Heyeti kararının isabetsiz, usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle Hakem Heyeti kararının kaldırılmasını, talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ; sözkonusu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, kanunla verilen yetkiye dayanarak; 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmî Gazetede; “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”, “Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” ve “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği” ni yayımlamış, sonrasında ise yönetmeliklerin uygulanması için çıkardığı kurul kararları, tebliğ ve ikincil mevzuat uyarınca lisans sahibi şirketler elektriği kullananlardan davaya konu edilen bedelleri tahsil etmişlerdir.Ancak, yukarıda açıklanan mevzuatın dayanağı olan 4628 ve 6446 sayılı Kanunlarda, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir tarife ve fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.Elektrik dağıtım şirketlerinin; EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları, kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin elektrik enerjisi kullananlara (sanayi, ticarî ve mesken abonelerine) aktif tüketim bedeli dışında ek bir mâli yük ve külfet getirdiği izahtan varestedir. Oysaki; Türkiye Cumuriyeti Anayasasının 73. maddesi gereğince; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı da ortadadır.Nitekim, elektrik faturalarına yansıtılan %2 TRT payıda kanunla getirilmiş ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil edilmektedir. Elektrik Piyasası Kanununun verdiği yetki uyarınca çıkarılan EPDK kurul kararları ve tebliğleri gereğince alınan; kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmemektedir.Nitekim; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairecede benimsenen HGK'nun 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanmak (hırsızlanmak) suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaştığı da söylenemez.Öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi davacı dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaflık bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Ne var ki, davaya konu bedeller ile ilgili olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulü de mümkün değildir. Yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek;( kayıp-kaçak), dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği kabul edilmelidir.Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek kayıp kaçak bedeli , dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin , elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği kabul edilip, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.