MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 22/01/2015NUMARASI : 2014/695-2015/62Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; Davalı ile davacının Diyarbakır Aile Mahkemesinin 17/03/2011 tarih, 2010/872 E.-2011/329 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ile müşterek çocuklar Yunus ve Hasan'ın velayetinin annesine verildiğini, aynı ilam ile davacı için 250 TL, müşterek çocuklar için 200'er TL nafakaya hükmedildiğini, ancak ağırlaşan hayat şartları karşısında, çocukların okul ve dershane giderlerinin artması sonucu müvekkilinin zor durumda kaldığını, 2010 yılında hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını bildirerek, davacı için takdir edilen 250 TL nafakanın 500 TL'ye, müşterek çocukların her biri için takdir edilen 200'er TL nafakanın 500'er TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen nafakanın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.Yerel Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; "davanın kabulü ile, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, davacı lehine Diyarbakır Aile Mahkemesinin 2010/872 Esas sayılı dosyası ile davacı için bağlanan aylık 250 TL yoksulluk nafakasının aylık 300 TL'ye çıkartılmasına, müşterek çocuklar Yunus ve Hasan lehine bağlanan ayrı ayrı 200'er TL nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 230'ar TL'ye çıkartılmasına, davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.1-) Temyiz istemine konu iş bu yargılama dosyasında yukarda da arz ve izah kılındığı üzere; davacı tarafından, davacı için 2010 yılında takdir edilen 250 TL nafakanın 500 TL'ye, müşterek çocukların her biri için takdir edilen 200'er TL nafakanın 500'er TL'ye yükseltilmesi talep olunmuş; yapılan yargılama neticesinde davacı lehine Diyarbakır Aile Mahkemesinin 2010/872 Esas sayılı dosyası ile davacı için bağlanan aylık 250 TL yoksulluk nafakasının aylık 300 TL'ye çıkartılmasına, müşterek çocuklar Yunus ve Hasan lehine bağlanan ayrı ayrı 200'er TL nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 230'ar TL'ye çıkartılmasına, karar verilmiş ; bu suretle davanın kısmen kabulü yönünde karar alınmış olmasına rağmen, yerel mahkemece davanın kabulü ifadesinin kullanılması isabetsiz olup, bozma nedeni yapılmıştır. 2-) Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi)Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi)TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.Tüm bu maddeler doğrultusunda; mahkemece, iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.Somut olayda; müşterek çocukların 2000 ve 2004 doğumlu olup, eğitim çağında oldukları, davalı babanın Büyükşehir Belediyesine bağlı DİSKİ'de işçi olarak çalıştığı, aylık gelirinin 2400 TL civarında olduğu, ayrıca yılda muhtelif dönemlerde aldığı ikramiyelerin bulunduğu, ailesiyle birlikte ikamet ettiği, ikametin kira olduğu ve 620 TL kira ödediği anlaşılmıştır Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocukların yaşı ve ihtiyaçları, iştirak nafakasına hükmedilen tarih ile bu davanın açıldığı tarih arasındaki süre nazara alındığında ; mahkemece takdir edilen iştirak nafakası azdır. O halde, davalı babanın tespit edilen geliri ile orantılı olacak şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.