Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13913 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9194 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 31/10/2013NUMARASI : 2012/1284-2013/1410Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; ... İletişim Hizmetleri A.Ş. kayıtlarında TC numaralarının güncellenmesi sürecinde isim benzerliği nedeniyle davacıya ait TC kimlik numarasının isim, soyisim ve anne baba adı aynı olan dava dışı M.. A..'a da tanımlanması yüzünden, hakkında yakalama kararı çıkarıldığı ve ceza davaları açıldığından bahisle, kişilik haklarının ihlal edildiğini, psikolojisinin bozulduğunu, arkadaşlarının yanında küçük düşürüldüğünü, bu nedenle davalıdan tüm masraflar karşılanması şartıyla 7.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.Yerel mahkemece yürütülen yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile davacı lehine 5.000 ,00 TL manevi tazminat takdiri cihetine gidilmiş; sözkonusu hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.TC kimlik numaralarının güncellenmesi sürecinde isim benzerliği nedeniyle davacıya ait TC kimlik numarasının dava dışı isim, soyisim ve anne baba adı aynı olan M.. A..'a da tanımlanması yüzünden, davacı hakkında ceza davaları açıldığı, davacı hakkında yakalama kararı çıkarıldığı ve davacının sözkonusu davalardan beraat ettiği hususunda ihtilaf yoktur .Mahkemenin kabulünde belirtildiği gibi, bu olay nedeniyle davacının şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğradığı hususu da tartışmasızdır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.05.2008 tarih 2008/13-364 Esas, 2008/373 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.6098 Sayılı TBK md.98 :“Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”yasal ifadesini içermektedir. Hakim, TBK md.56 gereği manevi tazminatın miktarını tayin ederken somut olayın özelliklerini dikkate alacaktır. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü, kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nesafetle hüküm vereceği M.K. 4.maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı tazminat ve ceza değildir. Çünkü, mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi davalının hukuka aykırı fiilinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Manevi tazminat, zarara uğrayanda bir huzur duygusu vermeli, duyduğu elem ve ızdırabın dindirilmesini amaç edinmelidir. O nedenle, tazminatın miktarı tayin edilirken, bu amaç ve fonksiyon gözardı edilmemelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olmalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişen hal ve şartların olacağı da kuşkusuzdur. Hakim bu konudaki takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri kararında objektif ölçülere göre isabetli olarak gösterilmelidir.Davaya konu olayın niteliği ve oluş biçimi gözetildiğinde; davacı yararına takdir edilen 5.000,00 TL manevi tazminatın fazla olduğu açıktır. O halde, davacı yararına daha uygun bir miktar manevi tazminata hükmolunmak gerekirken, aksi düşüncelerle 5.000,00 TL gibi fahiş bir miktara hükmedilmesi bozmayı gerektirir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.