MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin davalı ...'dan dükkan satın aldığını, bu dükkanın satış bedeli olan 6000 USD'yi davalının ... Bankası ... ... Şubesi... nolu hesabına 22/01/2003 tarihinde açıklama bölümünde dükkan bedeli olarak yazılmak suretiyle havale edildiğini, ancak davalı tarafça dükkan üzerinde haciz olduğundan tapu devrinin yapılamadığını, davacının elinde düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi olmadığından tapu iptali tescil davası açamadığı için bu güne kadar beklenildiğini, davalı taraftan tüm uğraşılara rağmen tapu devrinden kaçınıldığı ve oyalandığı kanaatine varan davacının verilen paranın tahsili için ... 4.İcra Müdürlüğünün 2011/6075 Esas sayılı dosyası üzerinden 10.596,66 USD tahsili için icra takibi yapıldığını, davalı tarafın 15/08/2011 tarihinde borcun zamanaşımına uğradığı iddiasıyla takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek davalı tarafından ... 4. İcra Müdürlüğünün 2011/6075 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalıya göndermiş olduğu 6.000,00 USD'nin belirtildiği gibi dükkan bedeli değil, 1996 yılından o güne kadar dükkanda kiracı olan davacının ödemesi gereken kira bedeli olduğunu, davacı ile davalı arasında bu dükkanın satışı ile ilgili olarak yazılı yada sözlü hiçbir anlaşma olmadığını belirterek yeterli delil olmadığından davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davacının, davalıya havale ile gönderdiği paranın bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik olduğunu alacak miktarı itibariyle kesin delille ispat etmesi gerektiğinden bahisle, davacı vekiline son celse yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılmasına rağmen davacı vekilinin bu haklarını kullanmayacağını beyan ettiğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.... 4. İcra Müdürlüğünün 2011/6075 Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesinde alacaklısının ... borçlusunun ise ... olduğu, 10.596,66 USD tahsili için icra takibi yapıldığını, davalı tarafın 15/08/2011 tarihinde borcun zamanaşımına uğradığı iddiasıyla takibe itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Yargılama sürecinde, Yapı Kredi Bankasına müzekkere yazılarak davaya konu ödemenin yapıldığını gösteren dekont aslı celp edilmiş, 6.000,00 USD'nin davalının....Bankası ... .. Şubesi .... .. nolu hesabına 22/01/2003 tarihinde açıklama bölümünde dükkan bedeli olarak yazılmak suretiyle havale edildiği anlaşılmıştır. TMK.nun 6.maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür.”Davalı taraf, davacının banka havalesiyle para gönderdiğini kabul etmekle birlikte, sözkonusu meblağın dükkan kirası olarak yatırıldığını iddia etmektedir.Bu durumda, davalı; davacı tarafından kendisine ödenen meblağın, kira akti nedeniyle yatırıldığını kanıtlamakla yükümlüdür.Her ne kadar, davacı vekiline yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış; davacı vekili bu hakkını kullanmayacağını beyan ettiğinden davanın reddi cihetine gidilmişse de; somut olayda ispat külfeti yer değiştirdimiş olup, banka havalesiyle gönderilen paranın dükkan kirasına ilişkin olduğunu ispatla mükellef taraf davalıdır. Kendisine ispat yükü düşmeyen tarafa yemin teklifi de yok hükmünde olup, hukuki sonuç doğurmaz.Başka bir anlatımla; ispat külfeti kendisinde olmayan tarafa yöneltilen yemin teklifi hakkı hiç bir hukuki sonuç doğurmaz .Mahkemece, ispat külfeti kendisine düşen davalıya, iddiasını doğrulayan delillerini sunması için mehil verilmeli, savunmasını ispat etme imkanı tanınmalı, ve oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.