Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13816 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9435 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İZMİR 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/01/2014NUMARASI : 2013/323-2014/16Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılardan İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalılar vekili Av.F.. Ö.. T..ile davalılardan M.. H.. vekili Av.G.. T.. geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı ve vekili gelmediler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davacının İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliğinin 30 yılı aşkın süreyle başkanlığını yaptığı ve 20.05.2001 tarihinde görevden ayrıldığını, davacının davalıların rızası ve iyiniyetle 14762 parselde kayıtlı hazinece kiralanan alana prestij noktası haline getirecek binalar ve iyileştirme yaptığını, davalıların bunların yapıldığı alanın maliki olduğunu, yap-işlet, devret modeliyle girişimci bulunamayınca davacının burayı bizzat kendi birikimleriyle tamamladığını, yeni yönetimin yatırımları inkar ettiğini, davalıların sebepsiz zenginleştiğine dair Bornova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/136 D.iş dosyasında tespit edildiğini belirterek 10.000 TL (ıslah ile 216.650 TL) alacağın davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalı Hazine vekili savunmasında; alacağın zamanaşımına uğradığını, hazinece karşılığı verilerek taşınmazların edinildiğini, başkasının olduğunu bilerek yapan davacının iyiniyetli sayılamayacağını belirterek davanın reddini dilemiştir.Davalı Birlik vekili cevabında, zamanaşımı ve husumet nedeniyle ve davacının iyiniyetli olmadığını bildirerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davalı Hazine yönünden istem geleceğe bırakılmış olduğundan hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün davalı vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 14/02/2013 tarih ve 2012/19205 - 2013/2280 E.K. sayılı ilamı ile;"Somut olayda; her iki davalı da zamanaşımı def’inde bulunmuşlar ve davacı tarafından daha önce açılan davaların varlığından sözetmişlerdir. Bu durum karşısında mahkemece öncelikle zamanaşımı def'inin incelenmesi gerekirken, mahkemece bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak davalı Hazine yönünden istem geleceğe bırakılmış olduğundan hüküm kurulmasına yer olmadığına; işlerin bitirilme tarihi (15/10/2001) ile dava tarihi (10/06/2009) göz önünde tutulduğunda, her iki tarih arasında 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, ayrıca davacı tarafça açılan diğer davalar nedeniyle zamanaşımının kesildiği, bu nedenle davalı tarafın zaman aşımı definin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği vekili temyiz etmiştir.Davada, yapı sahibi, yapıların bulunduğu taşınmazların sahiplerinden sebepsiz zenginleşmeleri nedeniyle doğan alacağın tahsilini talep etmektedir.Dava konusu talebi oluşturan sebepsiz zenginleşme davalarında BK.nun 66.maddesine göre; iade alacaklısının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl sonra nedensiz zenginleşmeden doğan iade istemi zamanaşımına uğrar. Bir yıllık süre zarar görenin malvarlığındaki eksilmeye yol açan eylem ve işlemin haksız olduğuna kesin olarak kanı bulunduğu ve malvarlığındaki eksilmenin miktarı ile haksız edinenin şahsını tam olarak öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Davacı iş bu davaya konu yapılara ilişkin olarak, görülmekte olan davadan daha önce 18.11.2002 tarihinde Bornova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde davalılar aleyhine temliken tescil olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme nedeniyle dava açmış, bu dava bilahare İzmir 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/402 esasına kaydedilip 2008/92 Karar sayısı ile 21.03.2008 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir.Yine davacının, aynı yere ilişkin olarak İdare Mahkemesinde açtığı işletme hakkının kendisine ait olduğuna ilişkin dava 26.06.2002 tarihinde (İzmir 2.İdare Mahkemesi 2002/735-702) reddedilmiştir. Davacı, malvarlığındaki eksilmeye yol açan eylem ve işlemin haksız olduğuna kesin olarak kanı bulunduğu ve malvarlığındaki eksilmenin miktarı ile haksız edinenin şahsını tam olarak öğrenmiş ve yukarıdaki davaları açmıştır. Görülmekte olan dava ise 10/06/2009 tarihinde açılmıştır. Yukarıda açıklanan dava tarihleri ile görülmekte olan davanın açıldığı tarih dikkate alındığında, iade alacaklısı olan davacının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan olgular birlikte değerlendirildiğinde, iade alacaklısının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren başlayan 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu dikkate alınarak, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçelerle işlerin bitirilme tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.