Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13810 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10692 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, şantiye abonesi olduğunu, sayacın 1/3 oranında eksik tüketim kaydettiği belirtilerek davalı tarafından 99.548,20 TL eksik tüketim bedeli tahakkuk ettirildiğini öne sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur,Mahkemece benimsenen 26.06.2012 tarihli rapora göre davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalı temyiz etmiştir. HMK’nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.Somut olayda, mahkemece bilgisine başvurulan ilk uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 06.06.2011 tarihli ilk raporda, C fazına bağlı vidanın gevşek olmasının eksik tüketimi gösterdiği, davacının borçlu olmadığı iddiasının yerinde bulunmadığı açıklanmıştır. Mahkemece alınan 26.06.2012 tarihli ikinci bilirkişi raporunda ise, davalı kurumun iddiaları doğru bilgi ve belgelere dayanmadığından davacının davalıya borçlu olmadığı vurgulanmış, ikinci bilirkişi raporu mahkemece benimsenerek hüküm kurulmuştur. İlk bilirkişinin düzenlediği rapor ile hükme dayanak yapılan ikinci bilirkişi raporu arasında çelişki bulunmaktadır. Çelişkili raporlara dayanılarak karar verilemez.Hal böyle olunca, mahkemece ilk bilirkişinin düzenlediği rapor ile ikinci bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin üçüncü kez bilirkişi incelemesi yaptırılarak giderilmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.