Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13804 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10732 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili; müvekkilinin nüfus kimlik kartınında içinde bulunduğu cüzdanının çalındığını, aleyhine başlatılan icra takibinden maaş haciz yazısı ile takip dosyasından haberdar olduğunu, müvekkilinin nüfus cüzdanının kullanılarak adına telefon hatları çıkarıldığını öğrendiğini, davalı, davacı kurum ile telefon aboneliği sözleşmesi imzalamadığını, sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, davalı kuruma borcu olmadığını belirterek müvekkilinin hakkındaki takip dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, asıl hukuki ilişkinin haksız fiilden kaynaklandığı, davaya bakmaya genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Somut olayda, taraflar arasında abonelik sözleşmesinin bulunması halinde uyuşmazlık niteliği itibariyle Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalacağından, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Ancak, mahkemece, taraflar arasında abonelik sözleşmesinin kurulup kurulmadığı yönünde araştırma yapılmadan, davacının davalı kurum ile arasında abonelik sözleşmesi bulunmadığı yönündeki tek taraflı beyanına itibar edilmek suretiyle davaya bakmaya genel mahkemeler görevlidir gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiştir.Mahkemece, abonelik sözleşmesinin aslı ve ekleri dosyaya celp edilerek, sözleşmedeki imzanın aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, taraflar arasında, abonelik sözleşmesinin kurulup kurulmadığı yönünde araştırma yapıldıktan sonra görev konusunda karar verilmesi gerekirken, belirtilen konularda araştırma ve inceleme yapılmadan, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.