Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13796 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5301 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : BEYŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2014NUMARASI : 2013/586-2014/686Taraflar arasındaki iştirak nafakasının davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; boşanma ile velayeti davacıya bırakılan müşterek çocuk Fatih'in ihtiyaçlarının arttığı, davalının maddi katkıda bulunmadığını belirterek aylık 400 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacının iştirak nafakası talebini 100 TL ile sınırlı olarak kabul ettiğini bildirmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; müşterek çocuk F.. S.. lehine aylık 100 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir.Somut olayda; müşterek çocuğun 2007 doğumlu olduğu, davacı annenin evhanımı olup yeniden evlendiği, eşine ait evde ikamet ettiği, davalı babanın ise ....Gıda Tur. İnş. Ltd. Şti.'de dağıtım elemanı olup, aylık 980,00 TL geliri olduğu, eşi ve bu eşinden olma çocuğu ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır.Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları nazara alındığında mahkemece takdir edilen iştirak nafakası azdır. O halde, davalı babanın tespit edilen geliri ile orantılı olacak şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.