MAHKEMESİ : KEŞAN 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 01/07/2014NUMARASI : 2013/497-2014/324Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının Keşan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/465 E. 2012/192 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, kararın 29.02.2012 tarihinde kesinleştiğini, karar ile birlikte müvekkili için 300-TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk Beste Dayan için 250-TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakaların belirlendiği tarih üzerinden 2 yıllık bir zamanın geçtiğini, mahkemece takdir edilen nafakaların özellikle müşterek çocuğun yaşının büyümesi ve eğitimin giderlerinin de artması sebebi ile çok düşük kaldığını, davalının öğretmen olarak çalıştığını, davalının maaşı dışında ek ders ücreti de aldığını, kendisine ait dükkanın kira gelirlerinin de olduğunu, ayrıca tarlasının kiraya verilmesi sebebi ile icar gelirlerinin de olduğunu ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle davanın kabulüne, müvekkili ve çocuk Beste için verilen nafakaların 600'er TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanında; durumunun nafakanın artırılmasına olanaklı olmadığını, ayrıca kendi evinde davacı ve çocuklarının oturduğunu, kendisinin kirada oturduğunu, müşterek çocuğun, kendisinin sağlık güvencesinden yararlandığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1). İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir.Yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması ile, davacının SGK hizmet dökümü belgesine göre en son Nisan 2014 tarihinde 1.121,09 TL ücretle çalıştığı, müşterek çocuğun lise öğrenimine başladığı, davalı babanın öğretmen olduğu, 3.005,57 TL maaş aldığı, kendisine ait bir dükkandan kira geliri elde ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak TMK. 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi gereğince, uygun miktarda iştirak nafakasında artışa hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.