Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13737 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17177 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 8. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 17/06/2014NUMARASI : 2013/3403-2014/1620Taraflar arasındaki abonelik davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin kiracısı olduğu Ankara ili, Keçiören ilçesi, .... mah., A. V. Cad.de bulunan 84/8 nolu bağımsız bölüme ilişkin davalı tarafa geçici elektrik aboneliği başvurusunda bulunduğunu, ancak başvurunun dava dışı müteahhidin iskan işlemlerini tamamlamamış olması nedeniyle reddedildiğini, davaya konu binada ise 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 11. maddesindeki koşulların yerine getirilmiş olduğunu belirterek, söz konusu taşınmaza geçici elektrik aboneliği verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Enerjisa A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; husumet yönünden davalı Enerjisa A.Ş. yönünden davanın reddi gerektiğini, esasa yönelik olarak ise, İmar Kanunu'nun 31.maddesi ve geçici 11.maddesi incelendiğinde yasada aranan koşulların somut olayda yerine getirilmediğini, yine bu koşulların yerine getirildiğini, ispat yükünün davacıda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davacı vekili ön inceleme duruşmasında 6100 sayılı HMK'nun 124. maddesi uyarınca davayı davalı B.. B..'a yönelttiklerini belirtmiştir.Davalı B.. B.. vekili duruşmadaki beyanında; davacının davalı kuruma başvurusu bulunmadığından dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davacının davaya konu taşınmazın elektrik aboneliği için Enerjisa A.Ş.'ye herhangi bir başvurusu bulunmadığından, HMK 114/1-h maddesi uyarınca davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın hukuki yarar yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.HMK.' nun 114.maddesinde; davacının dava açmakta hukukî yararının bulunmasının bir dava şartı olduğu hususu açıkça vurgulanmıştır.Somut olayda; davacı taraf, geçici elektrik aboneliği talebi amacıyla bir çok kez davalı kurumla sözlü olarak görüştüğünü, davalı kurumun şifahen talebini reddettiğini, davaya konu dairenin bulunduğu yapının ruhsat tarihinin 2004 yılı olup, doğalgaz ve su aboneliğinin bulunduğunu belirtmiş ve buna ilişkin belgeleri dosyaya ibraz etmiştir. Yine davaya konu dairenin bulunduğu binaya ilişkin alınan iç tesisat uygunluk belgesi ve .....Yapı Denetim A.Ş. tarafından yapı kullanma izin belgesi verilmesinde sakınca bulunmadığına dair 05.03.2009 tarihli teknik rapor da davacı vekili tarafından dosyaya sunulmuştur.Hukukî yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukukî korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hâli hazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Bir başka ifadeyle, davacı hakkına kavuşmak için, hâli hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse onun hukukî yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir. Davalı kurumun davaya cevabında, dava konusu binaya ilişkin yasal şartlar oluşmadığından abonelik sözleşmesinin yapılmayacağını savunması dikkate alındığında, davacının davalı kuruma yazılı olarak başvuru bulunmuş olsa dahi talebinin reddedileceği kuşkusuzdur. O halde, davacının hakkına kavuşmak için, hâli hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda olduğu, bu nedenle hukukî yararının bulunduğu kabul edilmelidir.Yine, 6100 sayılı HMK'nun dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115/3 maddesinde de ”dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” denilmektedir.Hal böyle olunca, yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nun 115/3 maddesi de nazara alınarak, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 11.maddesindeki şartların davacı açısından oluşup oluşmadığı incelenerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.