Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13736 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17176 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 8. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 15/05/2014NUMARASI : 2013/1476-2014/1462Taraflar arasındaki alacak (abonelik sözleşmesinden kaynaklı) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, mülkiyeti oğlu M. G.Y.'a ait olan Ankara ili,Çankaya ilçesi, Dikmen Mahallesinde kain..... ada 1 parselde inşa edilen .... Oran Konutları B4 Blok ....numaralı konutun su aboneliği için 20.09.2011 tarihinde davalı kuruma başvurduğunu, davalı kurum tarafından müvekkilinden kanal katılım bedeli adı altında 2.841,66 TL,şebeke hisse bedeli adı altında 2.841,66 TL olmak üzere toplam 5.683,32 TL'nin tahsil edildiğini, müvekkili tarafından talep edilen bedelin davalı kuruma ödendiğini ve aboneliğinin başladığını,alınan bu bedellerin haksız ve hukuka aykırı olup miktar itibariyle de fahiş olduğunu, davalı kurumca ilgili bedelin ASKİ Tarifeler Yönetmeliği'nin mülga edilen 39.maddesine göre belirlendiğini, ancak ilgili yönetmelik maddesi iptal edildiğinden bu maddeye göre hesaplama yapılmaması gerektiğini belirterek, kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altında müvekkilinden tahsil edilen toplam 5.683,32 TL'nin ödeme tarihi olan 20.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkiline iadesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıdan tahsil edilen kanal katılım ve şebeke hisse bedelinin yasal dayanağının 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 87,88,89. maddeleri olduğunu, davacının su şebekesi ve kanal hizmetinden yararlanmaya başlayan ilk malik olduğunu, bu nedenle ilgili bedelin davacıdan tahsili gerektiğini, ilgili bedelin abonelik tarihinde yürürlükte olan yönetmelikteki formüle göre hesaplandığını, yapılan işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; alınan ek bilirkişi raporuna göre davacıdan fazladan tahsil edilen 621,28 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık; maliki bulunduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi nedeniyle, davacının; davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı ve dava konusu bedellerin hesaplanması açısından yeni yönetmelik (Yeni-ASKİ Tarifeler Yönetmeliği 19) hükmünün eldeki davada uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir. 01/07/1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87. maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır:a-Kanalizasyon tesisi yapılması, b-Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.” düzenlemesi getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi ile de su tesisleri için 87. maddeye paralel bir düzenleme öngörülmüştür.2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkarılan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 87. ve 88. maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine ASKİ Genel Müdürlüğünce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır. Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir.Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir. Yine, 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30. maddesinin 3. fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır.Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması hâlinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca İmar Kanununun 30/3. maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez.Somut olayda; her ne kadar davalı tarafından davacının taşınmazının bulunduğu bölgede götürülen hizmetler, yapı kullanma izin belgesinin alınmasından önceki tarihe ait ise de, davalı idarece, davacıya ait taşınmazın bulunduğu bölgede kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının bu hizmetten yararlandığı sabittir.Öyle ise mahkemece; bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk maliki olan davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.