Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13722 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5565 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ELMADAĞ ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 16/10/2014NUMARASI : 2014/162-2014/351Taraflar arasında görülen asıl dava bakımından yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması, karşı dava bakımından yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının azaltılması davalarının yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine - karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı- karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; tarafların Elmadağ Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2010/216 E.- 2011/218 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, bu karar ile davacı için aylık 150 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuklar Elif ve Alihan için ise ayrı ayrı 250'şer TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zaman içerisinde günün sosyal-ekonomik koşullarına ve müşterek çocukların artan ihtiyaçlarına göre nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının aylık 300 TL'ye, iştirak nafakalarının ise ayrı ayrı 400'er TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davalı müvekkilinin 2013 yılından beri işsiz olduğunu, davacının ise SGK'lı olarak halen çalıştığını ve bu sebeple nafaka artırım şartlarının oluşmadığını belirterek; nafaka artırım talebini içerir asıl davanın reddine, karşı davaları bakımından ise yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakalarının ise 150'şer TL'ye düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın ise kısmen kabulü ile 150 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, 250'şer TL iştirak nafakalarının ise aynen devamına karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Asıl Dava (Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Artırılması Talebi) Bakımından;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı-karşı davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddine,2- Karşı Dava (Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması, İştirak Nafakasının Azaltılması Talebi) Bakımından;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı-karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK.176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması ya da azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656 E. - 688 K.sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında; “Asgari ücretle çalışılmakta bulunulması” yoksulluk nafakası bağlanmasını imkansız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesi olarak da kabul edilmemektedir. ( HGK 07.10.1998 gün 1998/2-656 E.-688 K, HGK 28.02.2007 gün ve 2007/3-84 E. 95 K.sayılı kararları)Somut olayda; tarafların Elmadağ Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2010/216 Esas- 2011/208 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, bu karar ile davacı lehine aylık 150 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, tarafların sosyal ekonomik durum araştırmasından davacı-karşı davalı kadının bir yemek şirketinde işçi olarak aylık 850 TL ücret ile çalıştığı, davalının ise çalışmadığı anlaşılmaktadır. Günümüz ekonomik koşullarına göre davacının aldığı ücret onun geçinmesini sağlayacak ve onu yoksulluktan kurtaracak nitelikte olmadığı gibi, boşanma davası ile hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı da davalı kocanın mali ve sosyal durumuna göre onu zarurete düşürecek bir miktar değildir.Bununla birlikte taraflar arasındaki boşanma davasına ait dosyadan da; davacı kadının o dönemde de çalıştığı ve aylık 650 TL geliri olduğu anlaşılmaktadır. Boşanma davası ile takdir edilen yoksulluk nafakası diğer sosyal ekonomik tüm unsurlarla birlikte davacı kadının çalışması durumu da gözönüne alınarak belirlenmiştir. Davacının mali ve sosyal durumunda nafakanın takdir edildiği döneme göre olağanüstü bir değişiklik olmamıştır; boşanma sürecinde de çalışan davacı halen çalışmaya devam etmektedir.O halde mahkemece; davacı-karşı davalı kadının mali durumunda, yoksulluk nafakasının takdir edildiği döneme göre önemli değikşiklikler olmadığı ve yoksulluğunun devam ettiği dikkate alınarak, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekir iken, davanın kabulü yönünden hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.