Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13710 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9533 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : AVANOS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/06/2013NUMARASI : 2012/164-2013/204Taraflar arasındaki müdahalenin men'i veya tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının, hazineye ait Nevşehir İli, Avanos İlçesi, .... Köyü, 823 parsel sayılı taşınmazın 425 m2'lik kısmını işgaliye bedeli (ecrimisil) ödemek sureti ile kullandığını ve taşınmaz üzerine hediyelik eşya satmak amacı ile bir dükkan inşa ettiğini, davalının bu dükkanı bir süre kullandığını, ardından müvekkili davacının davalıdan bu dükkanı boşaltmasını istediğinde davalının bunu kabul etmediğini ve müvekkillinin ecri misil bedelini ödemek sureti kullandığıtaşınmaza kendi malzemesi ile inşa etiği bu dükkanı halen davalının kullanmaya devam ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin talebi ile Avanos Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/39 değişik iş sayılı dosyası ile yapılan tespitte, dava konusu dükkanın bir bölümünün ....no.lu parselde, bir bölümünün ise .... no.lu parselde yer aldığının ve dükkanda kullanılan malzeme bedelinin 1.210 TL olduğunun tespit edildiğini belirterek, davalının 823 parsel sayılı taşınmazda bulunan dava konusu dükkana yönelik müdahalesinin önlenmesine ve dükkanın müvekkiline teslimine, dükkanın başka bir parsel içinde yer aldığının belirlenmesi halinde ise dükkan için müvekkilince harcanan bedel olan 1.210 TL dükkan malzeme bedelinin tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 23.05.2013 tarihli ıslah dilekçesinde; talebini artırarak, davalının 823 parsel sayılı taşınmazda bulunan dava konusu dükkana yönelik müdahalesinin önlenmesine ve dükkanın müvekkiline teslimine, dükkanın başka bir parsel içinde yer aldığının belirlenmesi halinde ise dükkan için müvekkilince harcanan bedel olan 2.276,40 TL dükkan malzeme bedelinin tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu dükkanın 827 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunduğunu ve bu taşınmazın da hazineye ait olup ecri misil bedelini kendisinin ödediğini, ayrıca dükkanın malzemelerinin ise hiçbir değeri olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının dava konusu taşınmaz ve dükkan üzerinde korunmaya değer üstün bir hakkı bulunmadığı gerekçesi ile dükkana yapılan müdahalenin men'i ve dükkanın teslimi talebinin reddine, davacının inşa ettiği dükkan (yapı) bedeli olarak ise 2.276,40 TL'nin davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dosya kapsamında; dava konusu 823 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu ve davacının ecrimisil ödemek suretiyle tasarrufta bulunduğu bu taşınmaz üzerine baraka niteliğinde bir dükkan inşa ettiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.Bununla birlikte, davalı taraf, davacının kendi malzemesi ile inşa ettiği bu dükkandan (baraka niteliğindeki yapıdan) davacıya herhangi bir bedel ödemeksizin yararlanmakta olup bu haliyle davalının malvarlığında haklı bir hukuki bir nedene dayanamayan artış olduğu, eş söyleyiş ile davalının davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği açıktır. Bu durumda davalı, bu kullanım nedeniyle malzeme sahibi olan davacıya bir miktar tazminat ödemelidir. Burada saptanması gereken husus, davalının davacıya ödemesi gereken tazminat miktarının (bedelinin) ne şekilde belirleneceğidir.Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nun 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Bu geri verme borcu ise borçlunun (davalının) zenginleştiği miktar kadardır. Eş söyleyiş ile davalı ne miktarda zenginleşmiş ise alacaklı (davacı) bunu talep edebilecektir.Somut olayda davalının zenginleştiği miktar, dava konusu barakanın bulunduğu taşınmaz sahibi olan hazineden talep edebileceği miktar kadardır. Davalının kötüniyetli zilyet sıfatı ile taşınmaz sahibinden talep edilebilecek miktar ise, TMK'nın 723/3. Maddesi gereğince "yapı inşasında kullanılan malzemenin malik için taşıdığı en az değer, diğer bir söyleyiş ile asgari levazım bedeli"dir. Öyle ki bu bedel de, kendi malzemesi ile hazineye ait taşımaza yapı-baraka inşa eden "kötüniyetli" davacının hazineden TMK 723/3. maddesi gereği isteyebileceği miktar kadar olup, bu miktarı geçemeyecektir.TMK 723/3. Maddesi gereğince belirlenecek asgari levazım bedeli (malzemenin taşıdığı en az değer) ise; gerek öğreti ile gerekse sapma göstermeyen uygulama ile, yapı ve eklentilerinin yapımında kullanılan tüm malzemelerin işçilik ve yapımcı kârı gibi unsurlar gözetilmeksizin piyasadaki en düşük değerlerinden, yapım yılı veya yıllarına göre yıpranma düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde benimsenmiş bulunmaktadır.O halde mahkemece; yukarıda açıklanan hususlar gözönünde bulundurulmak suretiyle, asgari levazım bedeli konusunda belirleme yapan, dosyada mavcut Avanos Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/39 değişik iş sayılı tespit dosyasında bulunan 28/05/2012 tarihli inşaat bbilirkişisi raporunda belirlenen bedele hükmetmek gerekirken; dava konusu dükkanı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlenen mühendislik ve mimarlık hizmetlerine esas yapı grupları içerisinde 1-B grubu yapı olarak niteleyen ve dükkanın malzeme bedelinin değil dava tarihi itibariyle yapı değeri bedelinin hesaplandığı bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.