MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vek.Av...geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı vek.Av.... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 01.10.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, dava dışı... tarafından, davalı ... adına keşide edilen 08/04/2009 tanzim tarihli, 08/04/2010 vade tarihli, 45.000,00-TL bedelli bir adet bononun, davalının müvekkiline olan borcuna karşılık olarak davalı tarafından ciro edilmek suretiyle müvekkiline verildiğini, ancak ödenmemesi nedeniyle ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/2189 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, fakat davalı borçlunun itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline ve borçlu aleyhine takip miktarının % 40'ından az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, öncelikle zamanaşımı nedeniyle, olmadığı takdirde esastan davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.Mahkemece, icra takibine konu edilen bononun, zamanında protesto edilmemesi nedeniyle yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, bu nedenle alacağın her türlü delil ile ispatlanabileceği, ... 1.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/177 Esas sayılı dava dosyasında, ...'nun (davalı) müşteki, ...'ın sanık olduğu, taraflar arasında, birinin müşteki, diğerinin sanık olduğu ve yargılaması devam eden bir dava bulunması nedeniyle, tanık ...'ın, beyanlarına itibar edilemeyeceği, diğer tanığın, beyanlarının da, davacı tarafça davalıya borç para verildiği, bunun karşılığında da icra takibine dayanak senedin davacıya verildiği hususunu her türlü şüpheden uzak ispatlamak için yeterli olmadığı, davacı tarafça, davalı tarafa, yemin teklif etme haklarının da kullanılmadığı, bu şekilde, davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/2189 Esas sayılı dosyası ile 45 000,00 TL alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı borcun sebebi olarak 08.04.2010 ödeme tarihli senet gösterildiği anlaşılmaktadır.Dava,davalının ciro ettiği senede dayalı olarak davacı tarafından yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı dava dilekçesinde temel ilişkiye dair olarak ödünç verdiği paraya karşılık olduğunu bildirmektedir. Her ne kadar bonolarda zamamaşımı süresi 3 yıl ise de davacı kambiyo senedine mahsus takip yolu ile icra takibi yapmış ancak takibin iptaline karar verilmiş, bunun üzerine ilamsız takip yolu ile alacağın tahsilini talep etmiştir. Takibe dayanak yapılan bono, 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde icraya konulmadığından kambiyo senedi niteliğini yitirmiş olup; bu senet tek başına alacağın varlığını ispat açısından yeterli bir belge olarak kabul edilemez. Ne var ki davacıya yapılan ciroya ilişkin davalının imzasını taşıyan bu belge HMK’nun 202.maddesi hükmü gereğince yazılı delil başlangıcı sayılır. Karz akti 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup henüz bu süre dolmamıştır. Bu itibarla davacı alacaklı iddiasını temel ilişkiye dayalı olarak diğer yan deliller ve ... beyanlarıyla ispat etmek durumundadır.Somut olayda, mahkemece, 13/12/2012 tarihli duruşmada dinlenen, davacı tanığı ... beyanında; tarafları tanıdığını, yaklaşık 3 yıl kadar önce ... İnşaatta muhasebede çalıştığını, ... Bey'in (davalı), ... Bey'in (davacı) yanına geldiğini, ... Bey'in, ... Hanımı aradığını, ... Hanımın parayı hazırlayıp kendisine verdiğini, kendisinin de parayı, ... Bey'in odasına götürdüğünü, parayı ... Bey'e verdiğini, ... Bey'in de parayı, ... Bey'e teslim ettiğini, paranın 45.000,00-TL olduğunu, ...'nun, başkası tarafından hazırlanmış bir bonoyu ciro ederek, ... Bey'e verdiğini, ... Bey'in de muhasebecisi olduğu için senedi kendisine verdiğini beyan etmiştir. Yine, davacı tanığı ... beyanında; yaklaşık 15 yıldır ...'ın yanında çalıştığını, yaklaşık 2-3 yıl önce tam hatırlayamamakla birlikte, ... Bey'in kendisini çağırdığını, ...'na verilmek üzere 45.000,00-TL para temin etmesini istediğini, kendisinin de parayı temin ederek, ... Bey'e verdiğini, . Bey'in de parayı ...'na verdiğini düşündüğünü, kendisinin de ona verilmek üzere parayı hazırladığını, paranın 45.000,00-TL olduğunu, bu para karşılığında bono alıp almadığı hususunda bilgisi olmadığını, .... Bey'in kendisine ait evrakları kendisinde bulundurduğunu, şirket muhasebesinde muhafaza edildiğini beyan etmiştir. Mahkemece, tarafların ve davacı tanığının başka bir davada müşteki- sanık olmaları nedeniyle tanığın beyanlarına itibar edilemeyeceği belirtilerek davanın reddinde karar verilmiştir. Oysa ki, davacı tanığının beyanları, davacının iddialarını doğrular niteliktedir. Davacı tanığının bu dava ile ilgili olmayan bir dava da taraf olması, tanığın beyanını değerden düşürmez. Bu durumda mahkemece, davacı tanığının beyanına itibar edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesineve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.