MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vek.Av. ... geldi. Aleyhine temyiz olunan davalılar ve vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 01.08.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.Y A R G I T A Y K A R A R IDava, davalıya ödenen iş bedelinin ve yapılan giderlerin tahsili ile maddi ve manevi tazminat istemleriyle açılmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde istek kalemleri belirtildikten sonra 100.000,00 TL manevi tazminat ve 15 000,00 TL maddi tazminat talep edilmiştir. Bu davaya konu yapılan 15.000,00 TL’nin ayrımı yapılmamıştır. Dava dilekçesinde sayılan istek kalemleri yönünden ne kadar istekte bulunulduğu açıklanmadığı gibi, davacılar vekiline yargılama sırasında da herhangi bir açıklama yaptırılmamıştır. Öncelikle, davaya konu oluşturan manevi tazminat istemi dışındaki 15.000,00 TL’nin istek kalemlerine göre açıklama ve ayrımının davacı vekiline yaptırılması gerekir. Davacı ile davalı doktor arasındaki ilişki BK’nın 355 (6098 sayılı yasa 455) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Davacı, iş sahibi, davalı doktor yüklenici konumundadır. Davalı doktor davacının göğüs ameliyatını yapmayı üstlenmiştir. Bu ameliyat tamamen estetik amaçlıdır. Davalı doktorun yükümlülükleri BK’nın 356 ( 6098 sayılı yasa 456) ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davalının en önemli yükümlülüğü davacının istediği şekilde estetik ameliyatın gerçekleştirilmesidir. Davacının istediği şekilde estetik ameliyatın gerçekleştirilmesi mümkün değilse, davalı doktorun bu konuda öncelikle davacıyı uyarma yükümlülüğü bulunmaktadır. Uyarı yapıldığı davalı tarafından ispatlanamamıştır. Davacı ... 'in .... Sağlık Ltd. Şti.’nde yeniden aynı nitelikte revizyon amaçlı estetik ameliyat geçirmesinden ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Dairesinin 11.06.2012 tarihli raporundan; "maluliyet durumuna göre yapılan muayenede tespit edilen her iki meme başı etrafında bulunan ve oradan aşağı doğru inen vertikal, mamoplastiye uygun nedbelerin yapılan ameliyatın beklenir sonuçlarından olduğu, ameliyat öncesi tetkiklerden anlaşıldığı üzere sağda daha fazla olmak üzere her iki memede çok sayıda fibrokistik değişikliklerin mevcut olduğu, bu kistleri ve aynı zamanda estetik kaygıları gidermek amacıyla yapılan girişimde fibrokistlerin çıkarılmasından sonra meydana gelen boyut ve hacim eşitsizliğinin beklenir olduğu ve protez yardımıyla giderilmesinin uygun olduğu, halihazırdaki görüntüsünün estetik açıdan kabuledilebilir bir durum olmadığı, ancak revizyon ameliyatı ile düzeltilebileceği" bildirilmiştir. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından verilen rapor içeriğinden davalı doktorun yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediği sonucuna varılmaktadır. Davalı doktorun mesleki kusurunun varlığının kabulü gerekir. Bu durumda davalının BK’nın 96. maddesi uyarınca sorumlu tutulmasında zorunluluk vardır. Eser sözleşmesine dayanan ilişkilerde ödenen iş bedelinin ve yapılan giderlerin iadesinin istenmesi davacı iş sahibi tarafından akdin feshedildiği sonucunu doğurur. Bu durumda davacı iş sahibi ayıbın giderilmesi için yaptığı giderlerin tahsilini isteyemez. Davacı iş sahibi tarafından ayıbın giderilmesi için yapılan giderlerin tahsilinin istenmesi durumunda iş bedelinin ve giderlerin kendisi tarafından karşılanması zorunlu olduğundan iş bedeli ve giderlerin tahsili istenemez. Bu konuda davacı vekiline tercihi sorularak sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekir. Davacı, manevi tazminat isteminde de bulunmuştur. Yukarıda açıklandığı şekilde davalı doktor estetik ameliyatlarda kusurlu görüldüğünden, davacının da tam olarak başarıya ulaşmayan estetik ameliyatlar nedeniyle acı çekmesi ve üzüntü duyması doğal olduğundan, mahkemece uygun görülecek manevi tazminatın davacı yararına karar altına alınması gerekir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davacı vekiline isteklerinin açıklattırılması, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda tercihinin sorulması, buna göre davacının isteklerinin yorumlanması, gerekirse istek kalemleri yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının davaya konu teşkil eden alacak ve maddi ve manevi tazminat istemleri hakkında bir karar verilmesinden ibarettir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.