MAHKEMESİ : SİLİFKE 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 17/06/2014NUMARASI : 2013/62-2014/614Taraflar arasındaki ziynet eşyalarının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalının boşandıklarını, düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmının satılarak inek alındığını, geri kalanın ise davalı tarafta kaldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline düğünde takılan hediye altınların aynen, olmadığı taktirde bedeli olan 12.200,00 TL ile satılan altınlarla alınan 3.800,00 TL bedelindeki ineğin bedelinin toplamı olan 16.000,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında, davacı tarafın iddia ettiği gibi, altınların bir kısmının bozdurularak inek alındığını,ancak bu duruma davacının rıza gösterdiğini, geri kalan ziynetlerin ise kendisinde bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 16.585,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.Davada, mahkemece, ziynetlerin bedellerinin tahsiline karar verilmiş, ne var ki, hükümde altınların ayar, adet ve gramları ile tek tek belirtilmemiştir.Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek hüküm fıkrasında ziynetlerin ayar, adet ve gramları ile tek tek belirtilmek suretiyle alacağın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, HUMK 388 ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.