Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13666 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10447 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafa ait aracın tamir ve bakım hizmetlerinin yerine getirilip üç adet fatura düzenlendiğini, davalının kısmi ödemelerde bulunmuş olmasına rağmen kalan 11.443,00 TL yi ödemediğini, bunun üzerine bu paranın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek; itirazın iptali ile icra takibinin devamına, alacağın %40 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafa herhangi bir borcun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kabulü cihetine gidilerek; davalının 19. İcra Müdürlüğünün 2011/935 takip sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin devamına, kabul edilen 11.443,00 TL asıl alacak ve 2.818,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.261,12 TL'nin %40 oranı üzerinden hesap edilen 5.704,44 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde (818 sayılı BK'nın 101.maddesi) muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği hükme bağlanmıştır. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılmasıyla gerçekleşir.Somut olayda, davalıya gönderilen bir ihtarname bulunup bulunmadığı araştırılıp, davalının temerrüdü yoksa takip tarihinden itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle faiz yönünden karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin takip tarihine kadar işlemiş olan faiz hususunda da itirazın iptaline karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Diğer taraftan; icra inkar tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanmaması da usul ve yasaya uygun görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.