MAHKEMESİ : İSTANBUL 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2013NUMARASI : 2012/280-2013/203Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 10/04/2010 tarihli “Elektrik Enerjisi Tedariki ve Tüketimine İlişkin Sözleşme” uyarınca davalı şirkete elektrik enerjisi sağlandığını, ödemesi gereken fatura bedeli ödenmediğinden hakkında yasal takibe geçildiğini, davalının haksız ve dayanaksız itirazı ile takibi durdurduğunu, takip dayanağı faturanın sözleşme ve tarifelere uygun olarak düzenlendiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’dan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili; kayıp kaçak bedeli üzerinden hesaplanan TRT fon payı, enerji fonu ve BTV'nin talep edilmesinin haksız olduğunu savunmuştur.Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 10/04/2010 tarihli sözleşme uyarınca davacı şirket tarafından davalı şirkete elektrik enerjisi tedarik edildiği, sözleşmede hizmetin ne şekilde ödeneceğinin ve alacak kalemlerinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 4. ve 5. maddesinde; sistem kullanım bedeli ve diğer mevzuat hükümlerine göre ortaya çıkan vergi, harç, fon, pay ve benzeri bedellerinin de faturaya yansıtılacağının ve elektrik enerjisi bedelinin hesap edileceği formülün açıklandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 01/02/2011-31/12/2012 tarihleri için geçmişe yönelik olarak düzenlenen davacı faturasına ilişkin bulunduğu, EPDK kararları ve Danıştay 13. Daire Başkanlığı'nın 2011/665 Esas sayılı kararı çerçevesinde; belirtilen tarihler için TRT payı, enerji fonu ve BTV hesaplaması için kayıp-kaçak bedeli üzerinde ek fatura düzenlenebileceği, uzman bilirkişi tarafından yapılan hesaplama uyarınca, 01/02/2011-31/12/2012 tarihleri arasındaki kayıp kaçak bedellerinin davacı tarafından düzenlenen çekişmeli faturaya denk geldiği, fatura bedelinin ödenmediğinin tarafların kabulünde olduğu, davalının takip dosyasındaki asıl alacağa ilişkin itirazının iptali gerektiği, ayrıca, takip talebindeki işlemiş faiz isteminin dayanağının bulunmadığı, davalının takip dosyasındaki itirazının asıl alacak tutarı üzerinden iptali gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık; Danıştay 13. Daire Başkanlığının yürütmeyi durdurma kararı ve EPDK kararı üzerine %2 TRT payının aktif enerji üzerinden mi yoksa aktif enerji ile kayıp-kaçak (aktif enerji+kayıp/kaçak (matrah)=%2 TRT payı) bedelinin toplamı üzerinden mi alınacağı noktasında toplanmaktadır.Dairenin 21/10/2014 tarih, 2014/7090 Esas, 2014/13588 Karar, 03/11/2014 tarih, 2014/7083 Esas, 2014/14256 Karar sayılı ve diğer bir kısım kararlarına göre Elektrik abonelerinden alınmakta olan;Kayıp-kaçak bedelinin; elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin, kayıp-kaçak hedefi oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğu, 20/02/2001 tarihli 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 4/1., 10/05/2006 tarihli 5496 Sayılı Kanunun 6., geçici 9., 14/03/ 2013 tarihli 6446 Sayılı Kanunun 1/1.,5/4., 17/1., 4., 27., geçici 1., maddeleri ve bu kanunların temel amaçları çerçevesinde çıkarılan yönetmelikler ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak alınan EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde alınmakta olduğu, Kayıp-kaçak bedelinin EPDK tarafından çıkarılan kurul kararları ve tebliğleri ile belirlendiği,Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, Vergi Ödevi Başlıklı 73. maddesinde; “Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği",20/01/2001 tarih 4628 sayılı ve 14/03/2013 tarih 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunlarının; Amaç, Kapsam ve Tanımlar başlıklı 1. maddelerinin 1. fıkralarında; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre fâaliyet gösteren, mâli açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetim yapılmasının sağlanmasının amaçlandığı,İlgili mevzuatta amaçlanan hususun; 1 kw elektrik enerjisinin kullanıcılara ulaşıncaya kadarki maliyet ve kâr payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmediği,Elektrik dağıtım şirketlerinin EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları kayıp-kaçak bedelinin elektrik enerjisi kullananlara (sanayî, ticarî ve mesken abonelerine) aktif tüketim bedeli dışında ek bir mâli yük ve külfet getirdiğini, oysaki; Türkiye Cumuriyeti Anayasasının 73. maddesi gereğince; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, nitekim elektrik faturalarına yansıtılan %2 TRT payınında kanunla getirildiği ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil edilmekte olduğu, Elektrik Piyasası Kanunun temel amaçları çerçevesinde getirilen ve EPDK kurul kararları ve tebliğleri gereğince alınan; kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmediği,Gerekçeleriyle; kayıp-kaçak bedelini dağıtım şirketlerinin, elektrik abonelerin faturalarına yansıtılamayacağına karar verilmiştir.Ayrıca; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairece de benimsenen HGK'nun 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında da; elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile kaçak kullanılan elektrik bedellerinin abonelerden tahsili yoluna gitmenin, hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmayacağı, öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaf bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulünün mümkün olmadığı,Gerekçeleriyle; kayıp-kaçak bedelinin faturalara yansıtılamayacağına karar verilmiştir.Somut olayda ise; %2 TRT payının hesaplanmasında kayıp-kaçak bedelinin nazara alınmadığı (matraha dahil edilmediği) hususu tarafların ve mahkemeninde kabulündedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairenin uygulamasına göre aslının alınmamasına karar verilen bir bedelin (kayıp-kaçak) %2 TRT payının hesaplanmasında nazara alınması (matraha dahil edilmesi) mümkün değildir.Hâl böyle olunca mahkemece; yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak, %2 TRT payının hesaplanmasında kayıp/kaçak bedelinin hesaba dahil edilemeyeceği nazara alınarak, kayıp/kaçak bedeli üzerinden %2 TRT payı alınamayacağı, davacının tahakkukunun yerinde olmadığı kabul edilerek, gerektiğinde bilirkişiden de rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Bu itibarla; yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.