MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/11/2013NUMARASI : 2012/91-2013/531Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait 231482 nolu su aboneliğine ait 772756 esas numaralı su sayacının davalı kurumca hazırlanan rapordaki teknik muayene sonucunda arızalı olduğu kabul edilerek numaratörün boşa dönmesi sonucu arızalı su sayacının hatalı okunarak müvekkili aleyhine hatalı su faturaları tanzim edildiğini, müvekkilinin iş yerinde ticari faaliyette bulunduğunu, davalının fazla su faturası tanzim etmesi sonucu müvekkilinin mağdur olduğunu, müvekkilinin kiracısının borcundan dolayı kaynaklanan iş bu fatura borcunu da ödemeyi taahhüt etmekte olup, hatalı olan 2693 m3 su bedelinin yapılandırılmasını talep ettiklerini, bu nedenle davalı tarafından tahakkuk ettirilen kaçak su faturasının iptali ile su kullanımının sağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, açılan davanın yerinde olmadığını, davacının müvekkili kuruma su abonesi olduğunu, bu aboneliğe ait 4 adet kaçak su borcu bulunduğunu, davacının abone olması nedeniyle borçtan sorumlu olduğunu, davacının su bedellerini ödemediği gibi, ayrıca kaçak su da tükettiğini, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacının tahakkuk eden su borcundan sorumlu olduğu ve 6111 sayılı Kanun çerçevesinde başvuruda bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, su abonesi olan davacının, kiracısı döneminde sayacın bozuk olması (numaratörün boşa dönmesi) nedeniyle kıyas yoluyla tahakkuk ettirilen cezalı ve normal fatura bedeli olmak üzere tahakkuk ettirilen 25.461,90 TL’den sorumlu olup olmadığı konusundan kaynaklanmaktadır.Yargılama sırasında inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda; tüketilen su miktarı tabloda gösterilmediğinden faturaların hatalı olarak düzenlenip düzenlenmediğinin incelenemediği, tüketilen su miktarının belirlenmesi için ASKİ Genel Müdürlüğünde araştırma yapıldığı, davacı malikin ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 51, 52. maddelerine göre davacının kiracı tarafından tüketilen su borcundan sorumlu olduğu, 09.10.1998-17.02.2001 tarihleri arasındaki tüketilen su bedelinin ödenmesi gerektiği, davacının kiracısına ait su borcunun, dava tarihi itibarıyla cezalı olarak 25.461,90 TL olduğu belirtilmiştir.Somut olayda; taraflar arasında 02.11.1988 tarihli abonelik sözleşmesi imzalandığı, 772756 numaralı sayaca ilişkin teknik muayene raporu, tüketim ekstreleri ve tutanağın celbedilmediği; denetime elverişli olmayan, ayrıntılı ve açıklayıcı hesaplamayı içermeyen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştırO halde eksik evraklar celbedilerek, temin edilebildiği taktirde teknik muayene raporu ve tutanak da davalı Kurumdan istenerek eylemin kaçak su kullanma olup olmadığı ve dava konusu borç dönemlerine ait davacının aboneliğinin devam edip etmediği hususları belirlenerek, önceki bilirkişi dışında oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden davacının belirlenecek eylemine göre, normal tüketim bedeli ve/veya kaçak tüketim bedeline ilişkin hesaplama içeren Yönetmeliğe uygun, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetersiz ve denetime uygun olmayan rapora itibar edilerek hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.