MAHKEMESİ : SOMA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/02/2015NUMARASI : 2015/4-2015/58Taraflar arasındaki tedbir-iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde ; davacı ile beş yıldır evli olduğunu,davalı ile aralarında davalının ailesi sebebiyle sık sık tartışmalar yaşandığını, son çıkan tartışma neticesinde davalının ve davalının önceki eşinden olan oğlunun kendisini darp ettiğini , davalının kendisini evden kovduğunu,halen baba evinde kaldığını bu nedenle kendisi için 750,00 TL, müşterek çocuk Aras Eymen için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.250,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece; davacı ile davalının ayrı yaşadıkları ,davacının ev hanımı olduğu ,davalının düzenli gelir getirici işinin bulunduğu ,müşterek çocuğun davacının yanında kaldığı ve her türlü ihtiyaç ve giderinin davacı tarafından karşılandığı gerekçesi ile davacı lehine aylık 350,00 TL, müşterek çocuk A. E. lehine aylık 150,00 TL olmak üzere toplam 500,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı eş ve müşterek çocuk yönünden tedbir nafakası istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, müşterek çocuk yönünden talebin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.Davalının , eş için takdir edilen tedbir nafakasına yönelik itirazına gelince;4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir.Somut olayda; davacı ayrı yaşamada haklı olduğunun ispatı hususunda tanık deliline başvurmuş,davacı tanığı olarak dinlenen,davacının annesi ve babası,tarafların yaklaşık beş yıldır evli olduklarını,davalının daha önceki evliğinden iki çocuğu daha bulunduğunu, davalının annesinin müşterek hanenin her tür iş ve işleyişine karıştığını,bütün sorunların davalının annesinden kaynaklandığını, davalının ise annesinin müdahalesine sessiz kaldığını beyan etmişlerdir.Dinlenen tanıkların, davacının müşterek haneyi terk etmesine neden olan olaylarda görgüye dayalı bilgi ve beyanları bulunmamaktadır. Davacı bunun dışında da herhangi bir delile dayanmamıştır.TMK.nun 6.maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”Buna göre dosya kapsamı, taraf ve tanık beyanlarına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ayrı yaşamada haklı olduğu iddiasını ispat edemeyen davacı lehine davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.