Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13599 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6242 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : DİDİM(YENİHİSAR) 1. ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 05/11/2014NUMARASI : 2014/307-2014/741Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde, Didim Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/739 Esas sayılı dosyası ile kendisi için aylık 100,00 TL yoksulluk nafakası ,müşterek çocuk Berfin için aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zamanda müşterek çocuğun okul giderlerinin arttığı, nafakaların günün ekonomik koşullarına göre ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle yoksulluk ve iştirak nafakasının ayrı ayrı 400,00 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilerek davacının gelirinin olmadığı, müşterek çocuğun masraflarının fazla olduğu, günün ekonomik koşullarında mevcut nafakaların yetersiz kaldığı gerekçesi ile müşterek çocuk için aylık 100 TL iştirak nafakasının,150' TL artırılarak 250' TL'ye ;davacı için aylık 100 TL yoksulluk nafakasının, 150 TL artırılarak 250 TL'ye yükseltilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkindir.TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Dosya kapsamından, tarafların 24.10.2011 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı lehine aylık 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık üç yıllık süre geçtiği,davacının ev hanımı olduğu, kendi evinde oturduğu, davalının ise ssk emeklisi olup ,aylık 898.36 TL emekli maaşının bulunduğu, evli olduğu, evli olduğu eşinden ilköğretime devam eden iki çocuğunun bulunduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.