Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13592 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4667 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : GAZİANTEP 5. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 05/11/2013NUMARASI : 2011/1020-2013/834Taraflar arasındaki tedbir-yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dava dilekçesinde;davacı Münire tarafından davalıya karşı açılan boşanma davasının reddedildiğini,davacı Münire'nin çocuklar ile birlikte davalıdan ayrı yaşadığını, hiçbir gelirinin olmadığını, ailesinin yardımları ile geçindiğini, davalının maddi ve manevi olarak hiçbir destekte bulunmadığını belirterek davacı lehine aylık 3000 TL, çocuklar Rabia, Rümeysa ve Reyyan için ayrı ayrı 1000'er TL nafakaya hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece; davacının TMK 197. maddesine göre kendisi için talep ettiği nafaka talebinin reddine,reşit olmayan ve anne yanında kalan müşterek çocuk 21/03/2000 doğumlu Reyyan için 250 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline, davacı Rabia ve Rümeysa 500'er TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; eş ve müşterek çocuk Reyyan için tedbir nafakası,davacı Rabia ve Rümeysa için yardım nafakası istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı eş yönünden talebin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.Davacı vekilinin çocuk Reyyan için takdir edilen tedbir nafakasına yönelik itirazına gelince;Anne baba, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK m.182) Anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.(TMK m.328/1) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçlarıyla anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafakanın takdirinde çocuğun alıştığı yaşam şekli dikkate alınmalıdır.Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, çocuğa fiilen bakan anne babanın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların dikkate alınması zorunludur. Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocukların ihtiyaçlarıyla nafaka yükümlüsünün gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakaya hükmetmelidir. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacı annenin ev hanımı olduğu,760 TL emekli maaşı aldığı,kardeşlerinin desteği ile geçindiği,davalının emekli olup, aylık 850TL maaş aldığı,davalının Kurttepe 26 nolu parsel 24-18-15-7 nolu meskenlerin maliki olduğu,4 nolu işyerinin 634/1625 hissedarı,3 nolu işyerinin 39/100 hissedarı olduğu,K.Bucağı 1 nolu parsel 1 nolu meskenin 165/990 hissedarı,3 nolu meskenin maliki olduğu,Yüreğir ilçesi 1090 parsel nolu tarlanın 15/55 hissedarı olduğu,çocuk Reyyan'ın .....Özel ..... İlköğretim Okulu 6.sınıf öğrencisi olduğu anlaşılmıştır.Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaş ve ihtiyaçları, günün ekonomik koşulları nazara alınarak,TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olacak şekilde çocuk Reyyan yönünden daha yüksek oranda nafaka takdiri gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Davacı vekilinin davacılar Rabia ve Rümeysa için takdir edilen yardım nafakasına yönelik itirazına gelince;Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365. maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir.Türk Medeni Kanunu'nun 328/2 maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Hukuk Genel Kurulu'nun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez.Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.Somut olayda; davacılar Rabia ve Rümeysa'nın .....Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde öğrenci olduğu anlaşılmaktadır.Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları yardım nafakasının niteliği, davalının gelir durumu, davacıların üniversitede öğrenim gördüğü nazara alındığında hükmedilen nafaka miktarı az olup, Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir. Bu itibarla davacı tarafın temyiz itirazları yerinde görülerek hükmün bozulması gerekmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş; davacılar Rabia ve Rümeysa ile küçük Reyyan'ın giderleriyle, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.