MAHKEMESİ : İZMİR 4.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 30/04/2013NUMARASI : 2009/299-2013/102 Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, kendilerine ait artezyen suları kullanılan Torbalı'daki tekstil fabrikasının atık sularının, 13 firmanın katılımı ile yaptırılan özel kanalla uzaklaştırıldığını, davalı idareye ait kanalizasyonu kullanmadığını, buna rağmen davalı tarafından resen atık su abonesi yapılıp toplam 51.393,30 TL atık su bedeli tahakkuk ettirildiğini öne sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu geçici ikinci maddesi ile daha önce Torbalı Belediyesinin yürütmekte olduğu su ve kanalizasyon hizmetlerinin Büyükşehir Belediyesinin yetki ve sorumluluk alanına ve belediyenin bağlı kuruluşu olan İZSU Genel Müdürlüğü'nün görev alanına girdiğini, davacının artezyen kullandığı tespit edilip 03/12/2008 tarihli 6070 nolu davet mektubuna rağmen abonelik sözleşmesi imzalamadığından tarifeler yönetmeliğine dayanarak Şubat 2009 tarihinden itibaren günlük 1650 m3 (aylık 49,500 m3) hesabı ile atık su bedeli tahakkuk ettirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının yasaların verdiği yetki ile davacıdan atık su bedeli talep ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı temyiz etmiştir. Yürürlükten kaldırılan 1580 sayılı Belediye Kanununun 15 ve devam eden maddeleri hükümlerine göre, belediye sınırları içinde su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek belediyelerin görevleri arasında sayılmış iken, 23.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2560 sayılı Kanunla bu hizmetleri yürütmek üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı ayrı bir tüzel kişilik olarak İSKİ Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Anılan kanunun 2.maddesi hükmünde; içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması, kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması, bu hizmetlerin yerine getirilmesi için her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak, bölge içindeki su kaynaklarının, yeraltı sularının kullanılmış sularla ve endüstri artıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda her türlü teknik, idari ve hukuki tedbiri almak, su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak su ve kanalizasyon idaresinin görevleri arasında sayılmış, 13. madde hükmünde gelirleri açıklandıktan sonra 23.madde hükmünde de, su ve kanalizasyon idaresine su satışı, kanalizasyon tesisi bulunan yerlerdeki kullanılmış suların uzaklaştırılması, septik çukurların boşaltılması giderleri için tarifeler yapmak, tarifelerin tespiti ve tahsilatla ilgili usul ve esasları belirlemek üzere yönetmelik çıkarma yetkisi verilmiş, aynı kanuna 05.06.1986 gün ve 3305 sayılı kanunla eklenen Ek 5.madde hükmü ile de, kanunun diğer Büyükşehir Belediyelerinde de uygulanması sağlanmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı olarak 2560 sayılı kanun hükümlerine göre kurulan davalı İZSU Genel Müdürlüğünce yayımlanan “Tarifeler Yönetmeliği” ile "Atıksuların Kanalizasyon Şebekelerine Deşarj Yönetmeliği'nde" atıksu kaynakları tanımlanarak ilke ve yasaklar saptanmış, evsel ve endüstriyel atıksu kaynaklarının kanalizasyon şebekesine veya alıcı ortama deşarj koşulları ve yine kanalizasyon şebekesinin bulunmadığı yerlerdeki atıksu kaynaklarının uyacakları esaslar, yönetmeliğe aykırı davranış halinde yapılacak iş ve işlemler kapsamlı biçimde açıklanmıştır. Tarifeler Yönetmeliği'nin 4.maddesinde tarife çeşitleri; su tarifesi, atık su tarifesi(kullanılmış suların uzaklaştırılması) ve K.Ö.P tarifesi olarak sıralanmıştır. Tarifeler Yönetmeliği'nin 5.maddesinde ise abone tanımı ve türleri açıklanmış, su abonesi, atık su abonesi (kullanılmış suların uzaklaştırılması) olarak vurgulanmıştır. Aynı maddede, İZSU'nun yalnızca kanalizasyon ve kullanılmış suların uzaklaştırılması hizmetlerinden yararlanan abonelerin atık su abonesi olduğu, bu tip abonelere kullanılmış suların uzaklaştırılması tarifesinin uygulanacağı; Proses atıksuyu olan işletme/endüstrilerin, İZSU alıcı ortam standartlarını aşan kirlilik deşarj ettiği veya ön/tam arıtma tesisi kuran işletmeler / endüstrilerin atıksularını by - pass yaptığı tespit edildiğinde bu gibi işletme/ ve endüstriler İZSU'ca K.Ö.P. abonesi sayılacağı tanımlanmıştır. 6.maddenin k) bendinde de, yalnız kullanılmış suların uzaklaştırılması tarifesi uygulamalı abonelerin, İZSU'nun su hizmetlerinden yararlanmayıp yalnızca kanalizasyon ve kullanılmış suların uzaklaştırılması hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve sanayi tanımına giren özel, tüzel ve her türlü resmi kurum ve kuruluşlar olduğu; kuyu, kaptaj, havuz ve benzeri tesislerden veya tankerle yeraltı ve yüzeysel suları temin ederek kullanıp atan özel ve tüzel kişiler İZSU'ya başvurup abonelik sözleşmesi yapmak zorunlulukları bulunduğu, tahakkuk edecek bedel için 13.madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Yönetmeliğin 13.4.b maddesi hükmünde; İZSU'nun Su ve Kanalizasyon hizmetlerinden yararlanmasına rağmen, su kullanan ve atıksularını doğrudan veya dolaylı olarak kanala, alıcı ortamlara deşarj eden tesis ve işletmelerin özellikleri dikkate alınarak, varsa sayaçla ölçülen sarfiyat üzerinden veya çalışan kişi sayısına bağlı olarak hesaplanan su tüketimi üzerinden kullanılmış suları uzaklaştırma bedeli alınacağı; endüstriyel nitelikte atıksu oluşturan tesis ve işletmelerden ise, ayrıca "Atıksuların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği"nde belirtilen "Kirlilik Önlem Payı" (K.Ö.P.) alınacağı hüküm altına alınmıştır İZSU atıksuların kanalizasyon şebekesine deşarj yönetmeliği'nin 2.maddesinde atık su, evsel veya endüstriyel olarak kirlenmiş su olarak; KÖP (kirlilik önleme payı) ise, prosess atık suyu olan işletmelerin alıcı ortam standartlarını aşan kirlilik deşarj ettiğinde tahakkuk ettirilen pay olarak ayrı ayrı tanımlanmıştır. Atıksuların kanalizasyon şebekesine deşarj yönetmeliği'nin 20.maddesinde, endüstriyel nitelikte atık su kaynağı olan her kuruluşun, bulundukları mahalde kanalizasyon şebeki olsun veya olmasın, deşarj edilen atık suyun kirlilik değerinin İZSU alıcı ortam standartlarını sağlamadığının tespiti halinde İZSU tarafından saptanan oranlar dahilinde KÖP ödeyeceği belirtilmiştir. İZSU tarafından hazırlanan Su Havzaları Koruma Yönetmeliğinde de atıksuların kanalizasyon şebekesine deşarj yönetmeliği'nin yukarıda açıklanan hükümlerine paralel düzenlemeler getirilmiştir. Somut olaya gelince; davalı görevlileri tarafından düzenlenen 07.07.2008 tarihli tutanakta, davacı şirketin işyerinde kuyu suyu kullandığı ve atık su aboneliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece bilgilerine başvurulan makine mühendisi, inşaat mühendisi ve hukukçudan oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor ve ekraporda; davacının fabrikasında artezyen suyu kullandığını, kullanılan bu suyun arıtılarak deşarj edilmesine rağmen doğal özelliğini kaybettiğinden mevzuat gereği atık su bedeli ödemek zorunda olduğu, davacının günlük 1650 m3 su kullandığını beyan etmesi üzerine yönetmelik ve davalı idare ile Ege Bölgesi Sanayi Odası arasında düzenlenen protokol arasında davalının 25.521,00 TL ve 25.137,00 TL miktarlarında atık su bedeli talep edebileceğini mütalaa edilmiştir. Mahkemece bu bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan yönetmelik hükümleri dikkate alındığında, kanalizasyon hizmetlerinden yararlanmasına rağmen, su kullanan ve atıksularını doğrudan veya dolaylı olarak kanala, alıcı ortamlara deşarj eden tesis ve işletmelerin özellikleri dikkate alınarak, varsa sayaçla ölçülen sarfiyat üzerinden veya çalışan kişi sayısına bağlı olarak hesaplanan su tüketimi üzerinden kullanılmış suları uzaklaştırma bedeli alınacağı hükmünün tatbik edilebilmesi için, davalı tarafından sağlanan kanalizasyon hizmetlerinden yararlanma şartının gerçekleşmiş olması gerekir. Taraflar arasında davacı şirketin kanalizasyon hizmetinden yararlanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı gözetildiğinde, davalı kurumun atık su bedeli talep edemeyeceği kuşkusuzdur. Bilirkişi raporunda, davacının fabrikasında kullanılan (artezyen) suyun arıtılarak deşarj edilmesine rağmen doğal özelliğini kaybettiği belirlenmiştir. Bu durumda, endüstriyel nitelikte atıksu oluşturan tesis ve işletmelerden, Atıksuların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği'nde belirtilen "Kirlilik Önlem Payı" (KÖP) alınacağı düzenlendiğinden davalı kurumun davacıdan talep edebileceği bedel "Kirlilik Önlem Payı" bedelidir. Davacı şirket, davalı tarafından atık su bedeli tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek menfi tespit davası açmıştır. Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında davalı kurumun davacıdan talep edebileceği bedelin "Kirlilik Önlem Payı" olduğu, ancak davalının kirlilik önlem payına yönelik tahakkuk yapmayıp, atık su bedeli talep ettiği gözetildiğinde, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.