MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali ve vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar-karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili dilekçesinde; mirasbırakan Muharrem Eyiöz’ün 27.06.2003 tarihli vasiyetnamesi ile davacılar lehine belirli mal vasiyetinde bulunduğunu, mirasbırakanın ölümünden sonra ise 12.04.2005 tarihinde düzenlemiş olduğu vasiyetname ile davacılar lehine düzenlemiş bulunduğu 27.06.2003 tarihli vasiyetnameden rücu ettiğinin ortaya çıktığını, ancak mirasbırakanın 12.04.2005 tarihli vasiyetnameyi düzenlediği sırada fiil ehliyetinin yerinde bulunmadığını ileri sürerek; 12.04.2005 tarihli vasiyetnamenin iptalini ve 27.06.2003 tarihli vasiyetnamenin tenfizini talep etmiştir.Davalı ... Öz; eşi olan mirasbırakanın, diğer mirasçıları ile barışması üzerine davacılar lehine düzenlediği vasiyetnameden rücu ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Davalılar Eyüp İyiöz, ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; 27.06.2003 tarihli vasiyetnamenin mirasbırakanın gerçek iradesini yansıtmadığını, zira davacıların bakıma muhtaç olan mirasbırakana baskı uygulayarak vasiyetname düzenlettiklerini savunarak davanın reddini dilemiş, karşılık davasında ise 27.06.2003 tarihli vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece; mirasbırakanın 12.04.2005 tarihli vasiyetnameyi düzenlediği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığının Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile sabit olduğu gerekçesiyle bu vasiyetnamenin iptaline, 27.06.2003 tarihli vasiyetnamenin ise tenfizi ile vasiyet edilen taşınmazların mirasbırakan adına kayıtlı olması halinde davacılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalı - karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davalılardan ...’ün 24.03.2010 tarihinde açılan davadan önce 16.08.2009 tarihinde öldüğü mirasçılık belgesinden anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmiştir. Ölüm ile kişilik hakları son bulduğundan, ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı gibi 04.05.1978 günlü ve 1978/4 E 1978/5 K. sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere; ölü kişinin mirasçılarına davayı yöneltmek suretiyle davanın yürütülmesi veya ıslah yolu ile de davaya devam edilmesi mümkün bulunmamaktadır.Bu durumda mahkemece; davacı tarafa, ölü kişinin mirasçıları hakkında iş bu dava ile birleştirilmek üzere dava açmaları için süre verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile ölü kişinin mirasçıları hakkında davaya devam edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bundan ayrı, vasiyetnamenin tenfizi davasında davanın kabulüne karar verilebilmesi için vasiyetname konusu taşınmazların terekeye dahil olduğunun belirlenmesi gerekir. Davada ise, 12.06.2003 tarihli vasiyete konu taşınmazların tapu kayıtlarının tamamı celbedilip incelenmemiştir.Hal böyle olunca; mahkemece, vasiyete konu taşınmazların tapu kayıtlarının ilgili TSM den celbedilerek terekeye dahil olup olmadıklarının belirlenmesi ve ondan sonra terekeye dahil taşınmazlar hakkında tescil kararı verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile vasiyete konu taşınmazların mirasbırakana ait olması halinde davacılar adına tesciline karar verilmesi ve ayrıca infazda tereddüt yaratılması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.