Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13518 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12635 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; davalı köyün eski muhtarı olan müvekkilinin, köy bütçesinde para bulunmaması nedeniyle zorunlu ve acil giderleri karşılamak için muhtelif tarihlerde 16.471 TL'yi kendisinin ödemek zorunda kaldığını, ancak bu ödemelerin tahsili için davalı köy tüzelkişiliği aleyhine başlatılan takibe ise itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamını, ayrıca davalı tarafın icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.Davalı köy tüzelkişiliği vekili cevap dilekçesinde; davacının muhtar olduğu dönemle ilgili olarak inceleme yapılması talebi ile Kaymakamlığa müracaat edildiğini, ayrıca köy tüzelkişiliğinin önceki vekilince yapılan takiplerden elde edilen gelirin köy hesabına intikal etmediği yönündeki iddiaların araştırıldığını, davacının alacağının bulunup bulunmadığının ancak yapılan bu araştırmalar sonucunda anlaşılacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne, davalı tarafın vaki itirazının iptali ile takibin devamına, 6.588,40 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK.nun 101/1 maddesine göre; "Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtariyle, mütemerrit olur." Bu nedenle, gecikme faizi talep edilebilmesi için; haksız mal edinenin, ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir.Davada; davalıdan (yani iade borçlusundan), takipten önce ihtar da gönderilerek iade talebinde bulunulmadığına göre, temerrüt tarihi olarak takip tarihinin esas alınması gerektiği düşünülmeden mahkemece, takip tarihinden önceki döneme ilişkin işlemiş faiz talebinin kabul edilmiş olması doğru görülmemiştir.Ayrıca, alacağın varlığı ve miktarının yapılan yargılama sonucu belirlenmiş olduğu gözetilmeden mahkemece icra inkâr tazminatına hükmedilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.