MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, davalının semt pazarlarında çalıştığını, yoksulluk nafakasına ihtiyacı olmadığını ileri sürerek aylık 300.00. - TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .Davalı , davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davalının ekonomik durumunun davacıya göre daha iyi olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Türk Medeni Kanunu'nun 176/4.maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu hüküm gereğince mahkemece iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin gerektirmesi gerekmektedir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Somut olayda; tarafların 14/02/2014 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, çekişmeli boşanma davası ile kadın yararına aylık 300.00.- TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği , eldeki davanın ise 02/09/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalının 22/11/2004 tarihi itibari ile seyyar pazarcılık faaliyetinden dolayı vergi dairesinde kaydı bulunduğu , davalının bu tarihten beri seyyar pazarcılık yaptığı , boşanma davasının yargılaması sırasında da çalışmaya devam ettiği , boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden henüz altı ay geçmiş olduğu ,davalının sosyal ve ekonomik durumunda yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya indirilmesini gerektirecek nitelikte değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır.Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının ekonomik durumunda herhangi bir değişiklik bulunmadığı, davalının da ekonomik durumunda herhangi bir artış ve iyileşme bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi davasının reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.