Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13463 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5873 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2013NUMARASI : 2011/1022-2013/813Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili; davalı hakkında ödenmeyen elektrik faturaları ile bu tutara ait gecikme zammı ve gecikme zammına ait KDV ile birlikte icra takibinde bulunduklarını, davalının itiraz ederek takibin durduğunu, davalının elektrik fatura bedelini süresinde ödememesi nedeniyle yönetmelik uyarınca tahakkuk eden faizi, gecikme zammı KDV matrahına dahil olduğu için icra takibine faiz tahakkuk eden KDV ile toplamda 72278,10 TL alacağa vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin mecuru üçüncü kişiye kiraya verdiğini, hizmetten bizzat faydalanmadığını, kiracının mecuru tahliye edeceğini ve gideceği yeni adresi 24.07.2002 tarihinde davacı kuruma bildirdiğini, 09.09.2002 tarihinde mecurun satıldığını, satın alanın kuruma başvurarak tesisatı üzerine aldığını, mükerrer tahsilatın söz konusu olduğunu, davacı kurumun kötüniyetli olduğunu, davacı kurumun zamanında alacağı tahsil yoluna başvurmadığından faiz ve gecikme zamlarının fahiş miktarlara ulaşmasına neden olduğunu, takibin haksız olduğunu, ibraz edilen fatura ve cari hesap borç dökümünün tetkike elverişli olmadığını, müvekkilinin mecurdaki hissesinin 1/3 olduğunu, kiracının borcunun tamamının müvekkiline yüklenemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece elektrik bilirkişisinden 27.12.2012 havale tarihli bilirkişi kök raporu, 21.05.2013 havale tarihli ek rapor ve 04.12.2013 havale tarihli ikinci ek rapor olmak üzere üç ayrı rapor alınmış, bilirkişinin 27.12.2012 tarihli kök raporu ile 21.05.2013 tarihli ek raporu hükme esas alınarak davalının taşınmazı sattığında tüm elektrik aboneliklerini BEDAŞ'a giderek fesh etmesi gerekirken bunu yapmadığı, abone sahibi olması nedeniyle takip dosyasına konu 88026 tesisata ait ödenmemiş elektrik borcundan sorumlu olduğu gerekçesi ile itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.Somut olaya gelince; mahkemece elektrik bedeli yönünden bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, asıl alacak, faiz ve gecikme zammı yönünden ayrıca hesaplama yapılmamış, aboneliğin feshedilmemesinden dolayı davacı kurumun davalı kurumdan alacağını istemekle haklı olduğu vurgulanmış, mahkemece alınan bu rapor benimsenerek karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından davaya konu tahakkuk dönem ve türleri esas alınarak talep edilen elektrik bedelinin, faiz ve gecikme zammının ayrıca ve denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği asıl alacak, faiz ve gecikme zammı bedelinin hesaplanması konusunda somut, bilimsel verilere dayalı Yargıtay kararları doğrultusunda denetime elverişli bir rapor alınması, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının tüm ferileri ile birlikte bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.