MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ziynet eşyasının aynen iadesi olmadığında bedelinin tahsili davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; tarafların ... 3. Aile Mahkemesinin 2010/256 E. 2011/557 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, evlilik yapılırken müvekkiline, 1 adet 22 ayar altın set takımı (gerdanlık, bileklik, küpe), 5 adet.... Model 22 ayar altın bilezik, 1 adet 22 ayar 4'lü Kaburga model altın bilezik, 1 adet 14 ayar normal altın bilezik, 1 adet yarımlık altın, 4 adet altın yüzük, 1 adet saatin ziynet eşyası olarak takıldığını, davalı kocanın evlendikten sonra takıların tamamını müvekkilinden alarak bozdurduğunu, davalının boşanma davasındaki beyanlarında da ziynet eşyalarını ve takıları kendisinin bozdurup harcadığını beyan ettiğini, takıların müvekkiline iade edilmediğini belirterek, belirtilen ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmadığı takdirde bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; davacıya takılan ziynet eşyalarının davacı elinden alınmadığını, davacı iddiasının yersiz olduğunu, müvekkilinin sadece 4 adet... model bileziği davacı eşin rızası ile evin ortak giderleri için bozdurduğunu, başkaca bir ziynet eşyasına dokunmadığını, bozdurulan bilezikler dışındaki ziynetlerin davacıda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile 5 adet fantezi ve işçiliği olmayan 20'şer gram ağırlığında 22 ayar... model bileziğin, 1 adet fantezi ve işçiliği olan 75 gram ağırlığında 22 ayar setin, 1 adet fantezi ve işçiliği olan 45 gram ağırlığında kaburga kelepçe olarak tabir edilen 22 ayar bileziğin, 1 adet 14 ayar fantezi ve işçiliği olan 30 gram ağırlığındaki kelepçenin, 4 adet (iki adet yüzük, bir adet alyans, bir adet tektaş yüzük) 14 ayar fantezi ve işçiliği olan toplam 16 gram ağırlığındaki yüzüklerin ve 1 adet saatin aynen iadesi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde tüm takıların değeri olarak bilirkişi raporunda belirtilen toplam 25.872,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.ulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evlilik birliği içinde elinden alınıp bozdurulduğunu veya evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır.Hayat deneyimlerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Olayda, davacı vekili evlilik birliği içinde dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu ve bir daha müvekkiline iade edilmediğini iddia etmiştir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyadır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilmelidir.Dosya içerisinde bulunan 28.10.2011 tarihli taraflar arasındaki yazılı sözleşme içeriğindeki "not" başlığı ile başlayan cümlede "ayrıca benim elimden alınan kocama kendi rızamla verdiğim bileziklerimi de belli bir zaman içinde tekraren yapılması için kocam rıza gösterdi, ben de bu işe razı oldum" şeklinde ibare mevcut olup, cümle içerisinde hangi model ve miktardaki bileziklerin davacı tarafından rıza ile verildiği anlaşılamamaktadır.Bundan ayrı, mahkemenin gerekçeli kararında atıf yaptığı, taraflar arasındaki boşanma dosyası içerisinde yer alan ve taraflar ile yapılan görüşmelerin yer aldığı psikososyal inceleme raporu incelendiğinde; davalının düğünde takılan altınları bozdurup dükkan kirasını ödediği, davacının altınların bir kısmını vermediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.Yargılama sırasında dinlenilen davacı tanıkları, davacının iddiasını destekler mahiyette, davalı kocanın altınları bozdurduğunu ifade etmişlerdir. Ancak, tanıkların beyanları görgüye değil duyuma dayalıdır. Dosya kapsamına göre; dava konusu ziynetlerden sadece 4 adet... model bileziğin davalı tarafından davacı elinden ileride tekrar yapılmak üzere alındığı ve bozdurulduğu, ancak daha sonra iade edilmediği sabit olup, 4 adet... model bilezik dışındaki ziynet eşyalarının davalı tarafından davacı elinden alınarak bozdurulduğu ve ya müşterek konutta kaldığı ya da davacı evden ayrılırken götürülmesine engel olunduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile kanıtlanabilmiş değildir. Hal böyle iken mahkemece, sadece 4 adet... Model bileziğin davalı tarafından davacı elinden rızası ile ancak daha sonra iade edilmek üzere alınıp bozdurulduğu kabul edilerek, davanın sadece 4 adet 20'şer gram ağılığında 22 ayar... Model bilezik yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.