Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13361 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13173 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; davalının müvekkilin vefat eden kardeşinin kızı olduğunu, davalının müvekkili aleyhine iki adet tapu iptal ve tescil davası açtığını ve kararların kesinleştiğini, bu kararlar sonrasında davalının hakkı olmayan ve müvekkilinin kanunen yada ilam gereği ödemekle yükümlü olmadığı tapu harçları hakkında müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, müvekkilinin bu bedelleri ilam gereği ödemek zorunda olduğunu zannederek ve icra takibi baskısı altında takipler kesinleşmeden ödediğini, icra takiplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalının bu şekilde sebepsiz zenginleştiğini belirterek, müvekkili tarafından ödenen 8.343,74 TL ile 9.686,48 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte dava tarihinden işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; davacı aleyhine açılan tapu iptal tescil davaları sonucunda verilen ilamların tescili için .... Müdürlüğü'ne Harçlar Kanunu 4 sayılı tarifesinin 1/19 maddesine göre dava konusu bedellerin müvekkili tarafından ödendiğini, davacının davalıyı miras haklarından yoksun bırakmak amacı ile muvazaalı işlem yaparak söz konusu tapu iptal ve tescil davalarının açılmasına sebep olduğunu, Harçlar Kanununun tapu işlemleri tarifesinin muvazaalı işlemlerde tarifeleri yüksek belirlediğini, davacının muvazaalı işlem yapmasaydı davalının verası-et ve intikal vergisi istisnasından faydalanarak hiç vergi ödemeden mirasın müvekkiline intikal edeceğini,.... Müdürlüğündeki tescil işlemleri için yatırılan paralardan davacının sorumlu olması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece;''...Davalının esasen muris ile davacının birlikte muvazaalı işlemi nedeniyle murisinden intikal eden taşınmaz hissesinin normal yollardan intikalinde harç ödemeyecekken harç ödemek zorunda kalması nedeniyle .... Müdürlüğüne ödemek zorunda kaldığı dava konusu 8.343,74 TL ile 9.686,48 TL'nin icra takibine konu edilerek; icra takibi kesinleşmeden davacının ihtiyariyle ödemesi, esasen borçlu olmadığı bir borcunu borçlu zannederek ödemek şartları (BK 52. Maddesi) bulunmadığından, ve esasen aksi durumda haksız fiil nedeniyle sorumlu olması gerekenin davacı olması nedeniyle...'' gerekçesi ile alınan bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.HMK'nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca hakim; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.Somut olayda, hükme esas alınan rapor, avukat bilirkişi tarafından hazırlanmıştır. Ancak avukat bilirkişi bu konuda uzman ve ehil değildir.O halde, mahkemece, dava konusu uyuşmazlık hakkında, davacı vekilinin dosyada alınan bilirkişi raporuna karşı gerekçeli itirazlarını da karşılayacak şekilde, konusunda uzman, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak, sonucu dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu esas alınarak eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.