Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13250 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10796 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan gün ve saatte taraflar ve vekilleri gelmediler. Evrak üzerinde inceleme yapılarak işin karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin, dava konusu tapusuz taşınmazı, davalılardan ...'den Mayıs 1989 tarihinde köy satış senedi ile satın aldığını; taşınmazla ilgili Milas Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu tescil davası açtığını; ancak, bu davaya davalının eşi ... müdahale ederek, taşınmazın aslında kendisine ait olduğunu iddia ettiğini, davalı ...'n eşi lehine tanıklık yapması sonucu, davanın redle sonuçlandığını ve taşınmazın Gülşade adına tesciline karar verildiğini; böylece müvekkilinin zarara uğratıldığını ileri sürerek; satış bedeli olarak 35.000.000 TL (yeni 35 TL), Tapu tescili için mahkeme giderleri olarak 15.000.000 TL (yeni 15 TL), Yoksun kalınan kar bedeli olarak 1.000.000.000 TL (yeni 1.000 TL), ki toplam 1.050.000.000 TL'nin (yeni 1.050 TL'nin), (fazlaya ilişkin hak saklı tutularak) faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçelerinde; zamanaşımı def'inde bulunmuş, esası bakımından da, davacı tarafın, köy satış senedinde satış bedeli olarak yazılı miktardan başka bir para talep edemeyeceğini savunup; haksız ve yersiz açılan davanın reddini istemiştir. Mahkemece; geçersiz satış sözleşmesi mucibince alacaklının uğradığı zararın (denkleştirici adalet ilkesi gereğince) hesaplanması gerektiğinden bahisle, bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile, 38,49 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davada; köy satış senediyle satın alınan tapusuz taşınmazın, geri alınması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istenilmektedir.Geçersiz sözleşmelerde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, denkleştirici adalet ilkesi gereğince çözüme kavuşturulması gerekmekte ise de; taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulanmaktadır. Zira, tapusuz taşınmazın (menkul hükmünde bulunduğundan) köy satış senedi ile satışı geçerlidir. Geçerli sözleşmelerde ise, taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği 06.11.1995 tarihindeki rayiç değeri, bu konuda uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlenmeli, bu yolla belirlenecek miktar hüküm altına alınmalıdır.Mahkemece, açıklanan hususlarda yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Öte yandan, karar başlığına dava tarihinin yanlış yazılması da usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.