Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13249 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10780 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacılar vek.Av.... geldi. Aleyhine temyiz olunan davalılardan ... ve ... vekili Av....geldiler. Diğer davalı ve fer'i müdahil gelmedi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinin, davalı Nokta İnşaat'tan (yüklenici ve satıcı) dava konusu taşınmazı 139.000 Euro bedelle satın aldıklarını, bedelini ödediklerini; diğer davalıların arsa maliki olup, davalı yüklenici ile aralarında kat karşılığı inşaat yapımı ve satış vaadi sözleşmesi bulunduğunu; davalı yüklenicinin, taşınmazı 1 Temmuz 2009 tarihinde tamamlayarak müvekkillerine teslim edeceğini taahhüt ettiğini; ancak, davacılara devretmeleri gereken taşınmazı, üçüncü bir kişiye satıp devrettiğini; davalıların birbirlerine paralel, danışıklı ve sırf hak sahibi davacıları zarara uğratmaya yönelik bu devir işlemi ve eyleminin açıkça haksız fiil niteliğinde olup, müvekkillerinin zararını gidermekte müteselsil sorumlu olduklarını ileri sürerek; taşınmazın müvekkileri adına tesciline karar verilmesini; bunun mümkün olmaması halinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 139.000 Euro alacağın fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak TL karşılığının ve dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Nokta Ltd.Şti. vekili dilekçesinde; davacı tarafın yasal hiçbir şekle uymayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak iş bu tescil davasını açamayacağını; satım sözleşmesi çerçevesinde sadece ödediğini beyan ettiği bedelin istirdadını talep edebileceğini savunup; haksız ve dayanaksız açılan davanın reddini istemiştir.Diğer davalılar vekili ise cevap dilekçesinde; müvekkillerinin arsa maliki olup, diğer davalı ... Emlak İnş.Tur.Ltd.Şti. ile kat karşılığı inşaat yapımı ve satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını; davalı Nokta İnşaatın inşaatı yarım bıraktığını, 30.12.2007 tarihine kadar tamamlayamadığından başka bir şirkete (Sepin İnşaat)'a verildiğini; Nokta İnşaatın fesih sözleşmesinde, arsa sahiplerinden başka bir alacaklarının kalmadığını beyan ederek, müvekkillerini ibra ettiğini; davacının tescil talebinde bulunamayacağını, harici satım sözleşmesine aykırı durum var ise, haksız fiil hükümlerine göre, sözleşmenin tarafı Nokta İnşaattan tazminat isteyebileceğini savunarak; davanın husumet ve esas bakımından reddine karar verilmesini istemiştir. Davacılar vekili, 16.05.2011 havale tarihli dilekçesi ile; her ne kadar davayı başlangıçta terditli olarak açmış iseler de, davalılar taşınmazı 3.kişiye devretmiş olduklarından tapu tesciline dair istem hükümsüz hale geldiğinden, istemlerini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 139.000 Euro alacağın fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının ve dava tarihinden itibaren işletilecek en yüksek ticari faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline dair, ıslah etmiştir. Mahkemece; “Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün, ondan temlik alınması nedeniyle kişisel hakka ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin iken, ıslah dilekçesi ile muvazaa nedeniyle bedele dönüştürülmüştür... olayımızda 6 Blok 3 nolu bağımsız bölüm hakkında tapu iptal ve tescil isteğiyle açılan dava kayıt malikine karşı açılmamıştır. Öyleyse bu parselle ilgili usulen açılan bir dava bulunmadığı gibi, yapılan ıslahın da usulüne uygun bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Gerekçesiyle", davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davacılar dilekçesinde; yüklenici davalı Nokta İnşaattan harici senetle satın aldıkları dairenin, yüklenici ve arsa sahiplerinin işbirliğiyle muvazaalı olarak 3.kişiye devri nedeniyle; taşınmazın tapusunun iptali ile adlarına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 139.000 Euro'nun fiili ödeme günündeki kur üzerinden hesaplanacak TL karşılığının, faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir; ıslah dilekçesi ile de, taleplerini sadece bedele hasretmişlerdir. Davacıların bu davadaki talebi, terditli (kademeli) bir taleptir. Öncelikli talepleri dava konusu taşınmazın tapusunun iptali, bu mümkün olmadığında, bedel olarak ödedikleri paranın istirdatına ilişkindir. Terditli davalar hakkında HUMK'da açık bir hükmü yoktur. Ancak, gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamalarında terditli davaların caiz olduğu kabul edilmektedir. Mahkemece asıl davanın reddine karar verilmesi düşünüldüğü takdirde, 2.ci(terditli) talep hakkında da araştırma ve inceleme yapılarak sonucu dairesinde bir karar verilmelidir. Hal böyle olunca, davacı tarafın, ıslahla davasını bedele dönüştürmesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır. Davacıların baştan itibaren bedelle ilgili usulüne uygun açılmış bir davalarının bulunduğu gözetilip, davacı tarafın dilekçesinde dayandığı tüm deliller toplanıp, keza davalıların da karşı delilleri sorulup, toplandıktan sonra, yapılacak değerlendirmeye göre terditli talep (bedel) konusunda da hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendiren ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.