MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/11/2013NUMARASI : 2013/16-2013/521Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalı asil M.. T.. ile vekili Av. S.. M.. ve davacı vekili Av. G.. T.. geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; davalının Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde polis memuru olarak görev yaptığını, davalının eşinin çalışmasına rağmen 2006 yılı Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım-Aralık ayları, 2007 yılı tüm ayları 2008 yılı Ocak-Şubat-Mart -Ekim-Kasım-Aralık ayları, 2009, 2010 ve 2011 yılları tüm ayları, 2012 yılı Ocak-Şubat ayları olmak üzere toplam 6.007,76-TL eş yardımının davalıya yersiz olarak ödendiği, davalıya yapılan bu yersiz ödemelere karşılık 2012 Haziran ayı maaşından 468,64-TL kesinti yapıldığını, yapılan yersiz ödemenin tahsili için yapılan tebligata rağmen davalının maaşından kesinti yapılmasını istemediği gibi ödemede de bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalıya eş yardımı olarak fazladan ödenen 5.539,12-TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; davacı kurumun ihmali davranışı nedeniyle müvekkiline eş yardımı ödendiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, ayrıca maaşından yapılan kesinti işleminin iptali amacıyla idari yargıda dava açtığını davanın neticesinin beklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Mahkemece; 07.10.2013 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile 5099,37 TL rücu alacağının temerrüd tarihi olan 02.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.Hükme esas alınan; 07.10.2013 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafından davalıya haksız olarak yapılan aile yardım miktarının 5.568,01 TL olduğu, davalının Haziran 2012 maaşından 468,64 TL kesinti yapıldığı, davacının dava tarihi itibariyle alacağının 5099.37 TL olduğu belirtilmiştir.Davacı vekili mahkemeye sunduğu 19.11.2013 havale tarihli dilekçesinde; 04.12.2007 gün ve 26720 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren Gelir Vergisi Kanunun 32.maddesinde Asgari Geçim İndiriminin yeniden düzenlendiği, Asgari Geçim İndirimi, ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyükler işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için %50'si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için %10 olduğu, buna göre eşi çalışmayan devlet memurlarına 01.01.2008 tarihinden itibaren maaşlarından gelir vergisinden indirilen asgari geçim indiriminin hesaba katılmadığı, ayrıca her altı ayda bir yapılan 14 günlük maaş farkları da eklenerek asgari geçim indirimi de dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekirken, bu hususlar nazara alınmadan, alacak miktarı eksik hesaplandığı gerekçesiyle rapora itiraz etmiştir.Ancak, mahkemece davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı dikkate alınmamış, itiraz karşılanmadan hüküm tesis edilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazını karşılayacak şekilde bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucu dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz nedenleri karşılanmadan,yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesin ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.