Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13200 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6277 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : AYDIN 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 05/11/2013NUMARASI : 2012/311-2013/671Taraflar arasında görülen ziynet eşyalarının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde, düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen , olmadığı takdirde bedellerinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevabında, davacının iddialarının doğru olmadığı beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacının iddiasını tanık beyanları ile ispat edemediği, davanın 6100 sayılı HMK nun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı ve davacı tarafça açıkça yemin deliline dayanılmadığı göz önünde tutularak davacı tarafa kanıtlanamayan hususlarla ilgili yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadığı, davacı tarafın da kendiliğinden davalı tarafa yemin teklifinde bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.Hayat deneylerine göre olağan olan ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.Somut olayda, davacı kadın, dava konusu ziynetlerin 96 gr'ının araba alıma için bozdurulduğunu, kalan kısmının yakınlarının düğünlerine götürüldüğünü, bir kısmının ise davalı tarafından alıkonulduğunu iddia etmektedir.Tüm dosya münderecatından, davacı taraf, biribirini teyit eden tanıkları ile 96 gr. altının araba alımı için bozdurulduğunu ispat etmiştir. Bu durumda mahkemece, altınların bu bölümü için davacının iddiasını ispat ettiği kabul edilerek hüküm kurulmalıdır.Ziynetlerin kalan bölümü için ise; davacı, altınların davalı kocada kaldığını ispat etmekle yükümlüdür.Öyle ise mahkemece, 96 gr harici kalan ziynet eşyaları yönünden, taraf delilleri tartışılıp, davacının dilekçesinde " yemin" deliline dayandığının da anlaşılması karşısında, davacı tarafa davalıya yönelik olarak yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, yaptırılacak yeminin sonucuna göre, bir karar verilmesi, altınların 96 gr.'lık bölümü için ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmne sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.