Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13130 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9296 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen abonelik verilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin su abonesi olmak için davalı idareye başvurduğunu, müvekkilinden 2.672,87 TL kanal katılım bedeli, 2.672,87 TL şebeke hissesi bedeli, 300,00 TL montaj, 10,00 TL işçilik bedeli, 51,92 TL keşif bedeli olmak üzere toplam 5.797,66 TL talep edildiğini, müvekkilinin istenilen bu rakamı ödemek sureti ile abone olduğunu belirterek; müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen 2.672,87 TL kanal katılım payı, 2.672,87 TL şebeke hisse bedeli ve 300,00 TL sayaç ücreti bedeli olmak üzere davalıya itirazi kayıtla ödenen toplam 5.645,74 TL'nin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i, görev, yetki, derdestlik ve husumet itirazlarını ileri sürmüş, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; dava konusu taşınmazın yapı kullanma izin belgesinin 15.02.2011 günü alındığı, yapı kullanma izin belgesi alındıktan sonra davalı idarenin taşınmazın bulunduğu yerde herhangi bir çalışmasının olmadığı, yeni bir kanalizasyon ve içme suyu tesisi yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidilerek, 5.645,74 TL'nin davalıdan istirdatına karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının maliki bulunduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi için davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 87 ve 88.maddesi ile bu kanuna dayalı olarak çıkarılan ASKİ Tarifeler Yönetmeliği'nin 39.maddesi ve 3194 sayılı İmar Kanununun 30.maddesinin 3.fıkrası birlikte değerlendirildiğinde; davalı idarenin yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapmış olması, mevcutlarını iyileştirmesi halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilinde bulunan gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talep hakkı bulunduğu açıktır. Davalı tarafça hizmet götürüldüğünün kanıtlanması halinde iskan öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın hizmetten yararlanan davacı kanal katılım bedelinden sorumlu olur.Dosya içeriğinden somut olayda; davalı idarenin dava konusu taşınmazın bulunduğu yere 1988 yılında içme suyu hattı döşediği, 2006-2009 yılları arasında mevcut hatların bakım ve onarımını gerçekleştirdiği, 2009-2010 yılları arasında da ızgara ve hatların genel temizliğini yaptığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; davacının kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğunun kabulü ile bilirkişi marifetiyle davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.