Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13127 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9315 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazına su bağlatmak için davalı idareye başvurduğunu, davalının aboneliğin tesisi için müvekkilinden kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli talep ettiğini, müvekkilinin aboneliğin tesisi için istenen bedeli davalıya ödemek zorunda kaldığını belirterek; müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen 1.200,00 TL'nin davalıdan geri alınmasına karar verilmesini talep etmiş, 12.12.2012 tarihli dilekçe ile talebini 1.800,00 TL'ye çıkarmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i, görev, yetki, derdestlik ve husumet itirazlarını ileri sürmüş, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; dava konusu taşınmazın yapı kullanma izin belgesinin 26.08.2009 günü alındığı, taşınmazın yapı kullanma belgesi alındıktan sonra davalı idarenin taşınmazın bulunduğu yerde herhangi bir çalışmasının olmadığı, yeni bir kanalizasyon ve içmesuyu tesisi yapmadığı gerekçesi ile davanın kabulü cihetine gidilerek; 1.200,00 TL'nin dava tarihinden, 600,00 TL'nin ıslah tarihi olan 12.12.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının maliki bulunduğu bağımsız bölümlere ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi için davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 87 ve 88.maddesi ile bu kanuna dayalı olarak çıkarılan...Tarifeler Yönetmeliği'nin 39.maddesi ve 3194 sayılı İmar Kanununun 30.maddesinin 3.fıkrası birlikte değerlendirildiğinde; davalı idarenin yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapmış olması, mevcutlarını iyileştirmesi halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilinde bulunan gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talep hakkı bulunduğu açıktır. Davalı tarafça hizmet götürüldüğünün kanıtlanması halinde iskan öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın hizmetten yararlanan davacı kanal katılım bedelinden sorumlu olur.Dosya içeriğinden somut olayda; davalı idarenin dava konusu taşınmazın bulunduğu yere 1987 yılında içme suyu hattı döşediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; davacının kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğunun kabulü ile bilirkişi marifetiyle davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.