MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı; müvekkilinin tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı kurum tarafından müvekkili aleyhine kaçak elektrik kullandığından bahisle kaçak tahakkuku yapılarak 33.274,50 TL'lik ceza kesildiğini, müvekkilinin kuyuyu çalıştırmadığını, 1999 yılından itibaren suyu sulama birliğinden aldığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ıslah dilekçesi ile bu bedelin davalı kurumdan istirdatını talep ve dava etmiştir. Birleşen ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/667 esas sayılı dosyasında davacı, müvekkilinin davalı kuruma 42.156,34 TL ödediği, bu meblağın 33.274,50 TL'lik kısmının, menfi tespit davasının sonrasında istirdat davasına dönüştürülmesi ile istirdatının istendiği ,bakiye kalan 8.881,84 TL alacağın ise faiz olarak ödenen kısım olduğunu belirterek ,8.881,84 TL alacağın davalıdan istirdatını talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; tahakkukun ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile davacının dava dosyası ve birleşen dava dosyası yönünden ödediği anlaşılan 36.791,70 TL'nin davalıdan istirdatına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararının “C) Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde; “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı;1) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;a) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)b) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa;1) Meskenlerde, bağlantı gücü ve ortalama aylık çalışma saatine göre (buradaki bağlantı gücü, proje varsa projesinde belirtilen gücün kullanma faktörü olan 0,60’ı, projesi yok ise, basit yapılarda 3 (üç) kW, diğerlerinde 5 (beş) kW’ın altında olmamak üzere) yöresel özellikler ve benzer yapılar göz önüne alınarak,2) Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre,3) Meskenler ve müstakil trafolular hariç olmak üzere diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama aylık çalışma saatlerine göre hesaplanır.” hükmü yer almaktadır.Somut olaya gelince; davacı *davalı kurumun tarımsal sulama abonesi olup, sayacın arızalı olması nedeniyle, davalı tarafından 25.07.2010 ve 17.11.2011 tarihinde düzenlenen tutanaklara dayanılarak 25.07.2010-30 .07.2011 tarihleri arası dönem için toplam 33.274.50 TL tahakkuk yapılmıştır. Davacı, bu dönemde tarımsal sulama amaçlı kullandığı suyu sulama birliğinden aldığını ileri sürerek, mezkur fatura sebebiyle borçlu olmadığının tespitini istemiş daha sonra ödediği bu bedelin istirdatını talep etmiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelenmesi sonucu düzenlenen raporda davacının 1999 yılından beri birlik kanal suyundan faydalandığını, davalı kurumun düzenlediği görgü tespit tutanaklarında tesisin enerjili olmadığı, og hattından enerjinin kesik olduğu, elektrik kullanılmadığının belirtildiği, enerji bağlı olmayan, kurumdan habersiz bağlantı yapıldığı tespiti olmadan sadece eski sayaç üzerinde çiziklerden dolayı tutanak düzenlenmesinin kaçak elektrik kullandığına dair yeterli delil niteliği taşımadığı belirtilmiş ,mahkemece alınan bu rapor benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiş ise; bilirkişi raporu yetersiz olup hükme esas alınamaz.Öte yandan, mahkemece, yargılama sırasında, dava konusu tesisin bulunduğu ve sulamanın yapıldığı yerlere ilişkin tapu kayıtları getirtilmemiş, dava konusu tutanağın düzenlendiği yerde kimin ve hangi tarihten itibaren tarımsal faaliyette bulunduğu ilgili kurumlardan araştırılmamış,dava konusu tesisin bulunduğu ve sulamanın yapıldığı yerde keşif yapılmadan karar verilmiştir.Kaçak elektrik tespit tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin aksini ispat etmesi gerekir. Olayda, tutanakların aksi davacı tarafından ispat edilmemiştir.O halde mahkemece; zabıt mümzileri eşliğinde olay yerinde keşif yapılarak yer tespitinin yapılması, ayrıca davacının o yerde tarımsal sulama faaliyetinde bulunup bulunmadığının resmi kurumlardan araştırılarak, dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak ve aralarında ziraat mühendisinin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi kurulundan davalının davacı taraftan isteyebileceği dava konusu bedellerin, hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak, davacının sulama birliğinden temin ettiği su miktarı ile suladığı alan yüz ölçümü de gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.