MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; dava dışı...Bakanlığı müfettişlerince müvekkili idareye bağlı olan ...Hastanesinde yapılan inceleme sonucunda personele 2005 ila 2007 yılları arasında yapılan döner sermaye ek ödemelerinden gelir vergisi tevkifatının eksik yapıldığının belirlendiğini, bu nedenle tahakkuk ettirilen verginin ise döner sermaye işletme bütçesinden vergi dairesine ödendiğini, ancak müvekkili idarece yapılan bu ödemenin bildirilmesine rağmen davalının payına düşen 6.903,52 TL'i ödemekten kaçındığını ileri sürerek; 6.903,52 TL nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili; müvekkilinin çalışmakta olduğu ...Hastanesinin ....ya bağlı iken 5283 sayılı Kanun ile davacı bakanlığa devredildiğini, ancak personele 4958 sayılı ....Kanununun 17/5 maddesi uyarınca hastane gelirinden ek ödeme yapıldığını ve ek ödemeden damga vergisi dışında vergi kesintisi yapılamadığını, bu nedenle vergi tahakkuk ettirilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davacı bakanlığın dava dışı...Bakanlığı tarafından tahakkuk ettirilen vergiyi uzlaşma yolu ile ödediğini, ancak bu uzlaşma nedeni tahakkuk eden vergiden yapılan indirimin müvekkilinden talep edilen miktara yansıtılıp yansıtılmadığı konusunda bir açıklık bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, 17.12.2012 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.HMK.nun 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir. Ancak, bilirkişi seçimi yapılırken düşüncesine başvurulacak kişi veya kişilerin özel ve teknik bilgilerinin yeterli olup olmadığı üzerinde durulması gerekir.Somut olayda ise; hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi mali müşavir olup uyuşmazlığın doğru olarak tesbiti ve çözümlenmesi için gerekli uzmanlığa sahip değildir.Bu durumda mahkemece; döner sermaye saymanı, vergi denetmeni ve hastane idarecisinden oluşacak 3 kişilik bilirkişi kurulundan uyuşmazlık hakkında rapor aldırılması ve sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, konunun uzmanı olmayan bilirkişice hazırlanan raporun esas alınması suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.