Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1306 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8929 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : TERME 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2012/356-2013/616Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı S.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; muris İ.. Ş.. tarafından Noterde düzenlenen 13.02.2004 tarihli vasiyetnamenin Sulh Hukuk Mahkemesi 2010/670 sayılı dosyasında açılıp okunduğunu ve kesinleştiğini, murisin vasiyetname ile davacıya T..-K... Köyü 186 Ada, 7 parseldeki taşınmazı vasiyet ettiğini belirterek, vasiyetnamenin tenfizini talep etmiştir.Davalılardan S.. Ş.. vekili cevabında; vasiyetnamenin düzenlenmesinden sonra tüm kardeşlerin bir araya gelip anlaştıklarını, kadastro çalışmalarında bu taksim sözleşmesine göre taşınmazların tespiti ve tescili yapıldığını, bu nedenle de vasiyetnamenin iptaline dair bir davanın müvekkili ve diğer kardeşler tarafından açılmadığını, bundan sonra davacının tenfiz istemesinin iyiniyet kurallarına ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir. Diğer davalılar yargılamaya katılmamış, cevap dilekçesi vermemişlerdir.Mahkemece; 186 Ada, 77 parselin vasiyete konu olan K.... Mevkiindeki tarla olduğu ve vasiyetname içeriğine göre, bu taşınmazın tamamının davacıya vasiyet edildiği, muris tarafından düzenlenen vasiyetnamenin usulüne uygun düzenlendiği, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleştiği ve vasiyetnamenin iptali yönünden davada açılmadığı ve vasiyetnamenin tenfizi davasını mirasçıların birlikte açma zorunluluğu bulunmamasına göre, davacı talebinin kabulü ile 186 Ada, 77 parselin davalı adına kayıtlı olan 1/4 hissesinin davalı Sıddık istemiyle adına tesbit ve tescilinin sağlandığı anlaşılmakla davanın kabulüne, Çankırı 1.Noterliğince düzenlenen İ.. Ş..e ait 13/02/2004 tarih ve 943 yevmiye nolu vasiyetnamenin tenfizi ile murisin davacıya vasiyet ettiği K, 186 Ada, 77 Parselin S.. Ş.. adına kayıtlı olan 1/4 hissesinin iptali ile bu hissenin davacı H.. K.. adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalılardan S.. Ş.. vekili temyiz etmektedir.Davada, vasiyetnameye konu taşınmazın vasiyet alacaklısı davacı adına tescili, vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir.Hemen belirtelim ki; Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK.nun m.595 ve izleyen maddelerinde (MK.nun 535 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir.Diğer bir anlatımla "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir. Bu tesbit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz. Bilindiği üzere ölüme bağlı tasarrufla;a- Mirasçılardan biri veya bir kaçı mirasçılıktan çıkarılabilir. ( TMK. m.510 ),b- Koşullar ve yüklemeler ( mükellefiyetler) konulabilir ( TMK. m.515, yedek mirasçı atama TMK. m.520 art mirasçı atama TMK. m.521),c- Mirasçı atanabilir ( TMK.m.516 ),d-Mirasçılardan birine veya üçüncü bir kişiye belirli mal vasiyeti yapılabilir (TMK.m.517 ),e- Vakıf kurulması öngörülebilir (...Belirtilen tasarrufların ne şekilde yerine getirileceği yine Medeni Kanunda ayrı ayrı gösterilmiştir. Mahrumiyet ve iskat (yoksunluk ve mirasçılıktan çıkarma) halinin aksi kanıtlanmadıkça, mirasçı seçilen kişi, mirasçılık belgesi almadıkça ( MK. m.598 ) kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu malı ilgilisinden istemedikçe "yasal mirasçı veya varsa tenfiz memurundan" ve karşı çıkılması halinde onlar aleyhine istihkak davası açıp dava ile haklılığını kanıtlamadıkça, vasiyetname ile yapılan tasarrufun sahibi olamaz...)Medeni Kanunun 599. maddesi uyarınca, mirasın açılmasıyla terekeye sahip olma hakkı, sadece yasal mirasçılara tanınmıştır. Vasiyetname ile mirasçı seçilenlerin, ( Mirasçı nasb edilenler) hakları, yasal mirasçılar veya öncelikle tasarruf ile yararlarına bağışlama yapılmış olanlar tarafından açıkça itiraza uğramamış ise, bu hususun tebliğinden itibaren bir ay geçtikten sonra bunlar mirasçılık sıfatları hakkında belge verilmesini, Sulh Hakiminden isteyebilirler ( Bununla beraber her nevi istihkak ve iptal davası hakkı saklı olmak üzere ) (MK. m.598 ). Vasiyetname ile verilen hakkın geçirilmesini sağlayacak husus sulh hakiminin vereceği mirasçılık belgesidir.Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin, durumu ise daha farklıdır. Medeni Kanunun 600.maddesi gereği kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini isteyebilir.Somut olaya gelince;Vasiyetnameye konu taşınmaz, kadastro çalışmaları sırasında mirasçıların taksim sözleşmeleri uyarınca 3/4'ü davacı Havva Keskin, 1/4 ü davalı S.. Ş.. adına tesbit ve tescil edilmiştir.Vasiyetnameye konu taşınmazın dava tarihinde (halen) muris adına kayıtlı olmadığı anlaşıldığından, davacı öncelikle taşınmazın muris adına tescilini sağlamalı, daha sonra vasiyetname gereğince kendi adına tescilini talep etmelidir.Bunun için, bütün mirasçılarla birlikte dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile muris adına tescili için tapu iptal-tescil davası açılarak oluşacak sonuca göre vasiyetnamenin tenfizi ile ilgili karar verilmesi gerekirken, mahkemece; yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.