Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13049 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6213 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SERİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/09/2013NUMARASI : 2011/7-2013/675Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; binanın merdiven otomatiği hakkında 05/06/2009 tarihinde 117123 seri nolu kaçak - usulsüz elektrik tespit tutanağı ile tutanak tutulduğunu, müşterek kullanımda bulunan otomatiğin 30296565 seri numaralı sayacının endeksinin 80449 olarak kayıt edildiğini, daha sonra davalı kurum tarafından bu kullanım karşılığı olarak müvekkiline 19.634,97 TL tahsil edilmesine karar verildiğini, bütün ışıkların kapalı olmasına rağmen saatin büyük hızla döndüğünün görüldüğünü, bu durumun kurum yetkililerince zabıt düzenlenirken dahi görülmüş olmasına rağmen yine de görevlilerce kaçak elektrik tutanağının düzenlendiğini, merdiven otomatiğinin bağlı bulunduğu binanın yeni yapıldığını, tutanak tutulduğunda hiçbir dairesinin satılmadığını, bu nedenle kullanılmayan bir bina olduğunu, bu şekilde tüketimin olmayacağının aşikar olduğunu, ayrıca bu kadar kısa bir süre de saatin kilovat göstergesinin 80449 KW saate gelmesinin de imkansız olduğunu, söz konusu merdiven otomatiğinin bağlı olduğu saatin arızalı olduğunu bu sebeple borca itiraz ettiklerini belirtmeleri üzerine görevlilerin saati alarak incelenip raporu tutulmak üzere saatin fabrikasına gönderildiğini, daha sonra gelen raporda saatin arızalı olduğuna dair yazının geldiğini, yazıdan bir suret istediklerini fakat görevlilerce verilmediğini, ayrıca yine mahkemeye sundukları belgelerden de görüleceği üzere binalarda yerleşimin başlaması üzerine aynı saatte tüketim miktarının aylık bazda ortalama 20,53 KW olarak ölçüldüğünü, basit bir hesaplamayla 80449 KW ulaşmak için 300 yıl sürenin gerekmekte olduğunu, taksit protokolü uyarınca peşinat olarak ödedikleri 3.716,71 TL nin istirdadı ile taraflarına ödenmesine, kalan bakiye olan ve Serik İcra Müdürlüğünün 2010/2767 esas sayılı dosyası ile yapılan takipten dolayı borçlu olmadıklarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, ceza dosyasında alınan 06.11.2010 tarihli raporda kayıt dışı elektriğin kullanılmadığının belirtildiği, ceza dosyası içerisinde bulunan 29.09.2010 tarihli Akdeniz A.Ş nin müzekkere cevabında söz konusu sayacın normal olduğunun tespit edildiğinin bildirildiği, davacının kullandığı elektrik bedeline karşılık davalıya borçlu olduğu ve borcunu ödemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, abonesiz elektrik kullanımına ilişkin 05.06.2009 tarihli tespit tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen 19.634,97 TL den sorumlu olmadıklarının tespiti ve ödedikleri kısmın istirdadı ile kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı ve kullanmışsa miktarı noktasında toplanmaktadır.Davacı hakkında açılan ceza davasında; atılı suçun işlendiği sabit olmadığından beraatine karar verildiği, 29.4.2013 tarihinde, Yargıtay 2. Ceza Dairesince kararın bozulmasına ve 6352 sayılı Kanun gereğince ceza verilmesine yer olmadığı karar verildiği anlaşılmıştır.Mahkemece, ceza davasında bilirkişilik yapan makine mühendisi bilirkişinin raporu esas alınmıştır. Raporda, elektrik tüketiminin abonesiz merdiven otomatiği olarak belirtilen sayaçtan geçtiği, sayaçta her hangi bir müdahale olmadığı, keşif sırasında sayacın değiştiğinin tespit edildiği, sayacın değişmesinden sonra aylık tüketim miktarının kurulu güçle uyumlu olduğu, değiştirilen sayaca ilişkin rapor netleşmediği için kurulu güçle uyumlu olup olmadığının belirlenemediği, abone olunmadığı için usulsüz elektrik kullanımı yapıldığı ancak kayıt dışı kullanılmadığı, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği esas alınarak bedelin vergisiz-cezasız 439,02 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen 6098 sayılı TBK'nın 74. maddesinde; hakimin, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının da, hukuk hakimini bağlamadığı düzenlenmiştir. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.Eldeki davanın yargılaması sırasında, davacının sayacın bozuk olduğunu iddia etmesi ve davalı Kurumun 29.9.2010 tarihli cevabî yazısı karşısında; tutanak mümzileri tanık sıfatı ile dinlenmemiş, davacının tutanak tarihindeki kaçak enerji tüketiminin ne şekilde saptandığı hususu araştırılmamış, sayacın muayenesine ilişkin raporlar celbedilmemiş, sadece ceza dosyasındaki deliller ve yetersiz bilirkişi raporu ile davalının cevabî yazısı dikkate alınarak karar verilmiştir.Hal böyle olunca mahkemece; sayacın muayenesine ilişkin raporlar celbedilerek, konusunda uzman bilirkişiden kapsamlı ve denetime elverişli rapor alınarak; davacının kaçak elektrik kullanıp kullanmadığının belirlenmesi, kaçak elektrik kullanıldığının tespiti halinde davalının talep etmekte haklı olduğu bedelin, kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 tarihli 622 sayılı kararı dikkate alınarak ve burada belirtilen yönteme göre hesaplatılması, daha sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.