Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13023 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15576 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dilekçesinde; davacıların, ... plakalı aracı ...Noterliği'nin 07.07.2010 tarih 6942 yevmiye no'lu vekaletnamesi ile 16.300 TL karşılığında satın aldıklarını, daha sonra satış işleminin sahte kimliğe dayalı vekaletname ile yapıldığını öğrendiklerini, satışa konu aracın asıl sahibine teslim ve iade edildiğini, bu nedenle maddi zarara uğradıklarını, evrakın gerçek olup olmadığını araştırmadan işlem yapan davalı noterin kusurlu ve zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 16.300 TL zararın haksız fiil tarihi olan 08.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde;07.07.2010 tarihli vekaletnamenin yasa ve yönetmeliklere uygun olduğunu,sürücü belgesinin işlem yapılırken noterlik çalışanı tarafından titizlikle kontrol edildiğini,şüpheli bir durum görülmediği için işlemin yapıldığını,şüpheli durum olduğu kabul edilse dahi iğfal kabiliyetini haiz sahte olduğu iddia edilen sürücü belgesini kullanan 3.kişinin illiyet bağını kestiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece;davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 13.09.2012 tarihli kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde; Dairemizin, 26.06.2013 tarih 2013/8113 E.-2013/11105 K. sayılı ilamı ile ''davanın ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılmadığı ve davanın esasına girilmesi gerektiği'' gerekçesiyle bozulduğu; mahkemece, bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama neticesinde ise; mahkemenin 22.11.2013 tarihli kararı ile de davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği,verilen bu kararın da davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde; Dairemizin, 04.12.2014 tarih ve 2014/6996 E.-2014/15890 K. sayılı ilamı ile ''mahkemece,bozma kararı sonrası duruşma gününü bildiren davetiye usulüne uygun olarak davacı tarafa tebliğ edilip ,bozma kararına karşı beyanları alındıktan sonra,bozma kararına uyulup uyulmaması takdir edilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, ikinci bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile,16.300 TL'nin 08.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; noterin kusursuz sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.Davacılar, kendisini ... plakalı araç maliki olarak tanıtan ... adlı şahsın,araç satışı için ...Noterliği'nden davacılardan ... adına düzenlenen 07.07.2010 tarihli vekaletnameyi verdiğini,bu vekaletnameye dayalı olarak da davacılardan ... 'nin 08.07.2010 tarihinde ...Noterliği'nde söz konusu aracı 16.300 TL bedelle diğer davacı ... 'e sattığını; ancak, aracın sahte evraklarla satıldığı gerekçesiyle araç henüz davacı ...'nin zilyetliğinde iken kolluk görevlilerince araca el konulduğunu; davalı noterin kullanılan belgelerin sahte olduğunu dikkatsizlik ve özensizliği ile anlamadığını,bu şekli ile kusurlu ve zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek uğradıkları zararın tahsilini istemektedirler.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20.maddesinde araç satışlarının yöntemi gösterilmiştir. Buna göre, noter satış senedi ile aracın mülkiyeti satın alana geçer, aynı yasanın 20/d maddesine göre de, trafikte kayıtlı motorlu araçların resmi şekilde yapılmayan satış ve devirleri geçersizdir.Somut olaya gelince;davaya konu edilen ... plakalı aracın dava dışı ...adına trafikte kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacılardan ... ise 07.07.2010 tarihli ...Noterliği'nden verilen vekaletname ile araç satışı için vekil kılınmıştır.Yani davacılardan ...,aracın maliki olmayıp,yalnız malik adına aracı satmaya yetkili olan vekil konumundadır.Şu durumda,araç maliki olmayıp,araç satışı için vekil tayin edilmesi nedeniyle sadece vekil sıfatı bulunan davacı ...'nin iş bu davayı açmakta aktif dava ehliyeti bulunmadığı kuşkusuzdur.Husumet, dava şartlarından olup, davanın her aşamasında ve re'sen gözetilebileceğinden, yerel mahkemece davacılardan ...'nin davalı noter aleyhine açtığı bu davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığının gözetilmemesi doğru görülmemiştir.Bundan ayrı olarak,diğer davacı ... ise, dosya içerisinde bulunan ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2010/2759 soruşturma sayılı dosyasında kolluk tarafından tespit edilen 12.07.2010 tarihli ifadesinde; söz konusu aracın ilgili araç satış sözleşmesi ile tarafına satıldığını,ancak adına tesciline kadar otoyu teslim almadığını ve hiçbir ücret ödemediğini beyan etmekle,söz konusu araç satışı nedeniyle maddi zararı olmadığını ikrar ettiğinden; davacı ... yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Hal böyle olunca,mahkemece;yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle,davacılardan ...'nin söz konusu araç satışı yönünden vekil sıfatı bulunduğu ve bu nedenle de aktif dava ehliyeti bulunmadığı;diğer davacı ... yönünden ise, kendi ikrarı ile sabit olduğu üzere söz konusu araç satışı nedeniyle ödediği bir bedel bulunmadığı gözetilmek suretiyle, her iki davacı yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.