Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12987 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6741 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 29. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/01/2014NUMARASI : 2013/368-2014/32Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının icra takibine konu nafaka borçlarını davalıya haricen ödediğini,nafaka yükümlülüğüne aykırı davranmak suçundan verilen cezanın infazı öncesinde borcun 10/11/2011 tarihinde icra müdürlüğü dosyasına tekrar yatırıldığını,davalının parayı çektiğini,davacının ödemek zorunda olmadığı bir parayı ödediğini belirterek 18.262.00.- TL 10/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun üçüncü kısmı (vesayet) hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler, Aile Mahkemesinde görülür.2004 sayılı İİK.nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davaları genel hükümlere tabi olup, anılan kanunda göreve ilişkin özel bir hüküm öngörülmemiştir.Davada; borcun 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen iştirak nafakasından kaynaklandığı, dolayısıyla “Aile Hukukuna” ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Borç, Aile Hukukundan (nafaka yükümlülüğünden) doğduğuna göre, açılan bu davanın 4787 sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince, aile mahkemesinde bakılması gerekmektedir.Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Görev konusunda kazanılmış hak da sözkonusu olmaz. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümünde Aile Mahkemesi görevli olduğu halde, anılan yasa maddelerine aykırı olarak genel mahkemece esasa girilip hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.