Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1293 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16565 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA 24.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/05/2013NUMARASI : 2011/78-2013/336 Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin oto yıkama işletmecisi olduğunu, atık su abonesi olmadan kaçak atık su kullanıldığı belirtilerek davalı tarafından toplam 15.718,20 TL atık su bedeli tahakkuk ettirildiğini, kaçak su kullanımının söz konusu olmadığını öne sürerek, davalıya borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının atık su aboneliği olmadan kuyu suyunu oto yıkama servisinden kaçak olarak kullandığı tespit edilerek tutanak tutulduğunu, davacıya ait işyerinin müvekkili idareye atık su aboneliğinin bulunmadığını, tahakkuk ettirilen bedelin doğru olduğunu savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacının 10.975,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6.maddesi hükmüne göre herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Kaçak atık su bedelinin ne şekilde hesaplanacağı ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 55.maddesinde açıklandığından kaçak atık su bedelinin yönetmelikte belirtilen yönteme göre hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince; davalı görevlileri tarafından düzenlenen kaçak su tespit tutanağında, davacının oto yıkama işyerinde, atık su abonesi olmadan kaçak atık su kullanıldığı, 3 adet tabanca olduğu belirlenmiştir. Mahkemece bilgisine başvurulan ilk bilirkişi tarafından düzenlenen 17.12.2012 tarihli ek raporda, tutanakta belirlenen 3 adet tabanca esas alınarak yapılan hesaplama sonucu atık su bedelinin 11.865,70 TL olduğu açıklanmıştır. Mahkemece daha sonra alınan ikinci bilirkişi raporunda ise, keşif anında 2 adet su tabancası bulunduğunun tespit edildiği belirtilerek, 2 adet su tabancası dikkate alınarak yapılan hesaplamada atık su bedelinin 4.743,20 TL olduğu vurgulanmıştır. Mahkemece ikinci rapor benemsenerek hüküm kurulmuştur. İşletmede kaçak atık su kullanıldığını kanıtlama yükü üzerinde olan davalı taraf tanık göstermiş, dinlenilen davalı tanığı düzenlediği tutanağı doğrulamıştır. Davacı ise tutanak aksini gösteren herhangi bir delil ibraz edememiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen ikinci bilirkişi raporunda tutanak tarihindeki durumun değil, keşif günündeki durumun tespitine ilişkindir. Keşifteki tespitlerin ve bilirkişi raporunun tutanak aksini gösteren bir delil olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından davacı taraf iddiasını kanıtlayamamıştır. Davaya konu olayda, ilk bilirkişi tarafından düzenlenen 17.12.2012 tarihli ek rapordaki hesap şekli tutanak tarihindeki yönetmeliğe uygundur. Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, 17.12.2012 tarihli ek bilirkişi raporunda belirlenen bedel dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.