Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12896 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16111 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 08.10.2004 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıklarını, davacı için hükmedilen aylık 100,00 TL yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk için hükmedilen aylık 50,00 TL iştirak nafakasının aradan geçen süre ve çocuğun ihtiyaçlarında artış olması nedeniyle yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye ve iştirak nafakasının aylık 500,00 TL' ye artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında; davacının çalıştığını, davalının müşterek çocuğa haricen katkıda bulunuduğu ve aylık toplam 300,00 TL nafaka ödeyebileceğini belirtmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; yoksulluk nafakasının aylık 150,00 TL'ye ve iştirak nafakasını aylık 200,00 TL'ye artırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/21404 Esas-2015/864 Karar sayılı 13/05/2015 tarihli ilamıyla; "... yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, daha düşük bir artış yapılarak hüküm kurulması doğru görülmemiş olup..." ve "... Müşterek çocuk yönünden tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, çocuğun yaşına, eğitim durumu ve ihtiyaç durumuna göre, mahkemece takdir edilen aylık 300,00 TL iştirak nafakası miktarı düşüktür." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.Sözkonusu bozma ilamına mahkemece uyulmasıyla birlikte yeniden yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile; yoksulluk nafakasının 150,00 TL arttırılarak aylık 250,00 TL olarak dava tarihi olan 19/09/2013 tarihinden davacının yeniden evlenme tarihi olan 24/05/2015 tarihine kadar devamı, müşterek çocuk lehine hükmedilen aylık 50,00 TL nafakanın 250,00 TL arttırılarak aylık 300,00 TL olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine ve 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1- ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın ise vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazları dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Dava; nafaka artırım talebine ilişkindir. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9 maddesinin 1. fıkrasına göre; nafaka davalarında hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak miktarın tamamı, vekalet ücreti olarak hükmolunur. Bu miktarlar, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten az olamaz denilmektedir. Yine aynı maddenin 2. fıkrasında nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği hususu düzenlenmiştir. Somut olayda, mahkemece; nafakanın reddedilen kısmı için davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından, hükmün HUMK 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair ve davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasının 6. bendinde yer alan "Davalı taraf kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı tarafa iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.