MAHKEMESİ : MENDERES 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/10/2013NUMARASI : 2010/646-2013/520Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesi ile; taraflar evli iken davalının 35 pafta, 7340 parsel numaralı yola cephesi olan 1 no.lu meskeni halen kaba inşaat halinde iken müvekkiline satışı konusunda anlaştıklarını ve 22.08.1997 tarihli noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını, davacının büyük masraf yaparak taşınmazı oturulabilir hale getirdiğini, ancak taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile kendi adına tescili talebiyle açtığı davanın reddedildiğini iddia ederek, evin kaba inşaat halinden oturulabilir hale getiren müvekkili için evin rayiç değerinin, munzam zararlarda gözönüne alınarak ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 26.850 TL tazminatın doğum tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın zamanaşımına uğradığını, karı koca arasındaki alım satımlarda para alışverişinin olamayacağını, davacının binanın yapımında herhangi bir katkısı bulunmadığını, binayı müvekkilinin yaptırdığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 4.940,94 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;Hükme esas alınan bilirkişi raporuna bakıldığında; davaya konu olan satış sözleşmesinde ödendiği belirtilen 300 TL satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince para değişimleri dikkate alınarak dava tarihi itibariyle değerinin tespit edildiği anlaşılmaktadır.Oysa; davaya konu olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi noter tarafından kanuni geçerlilik şartlarına uygun olarak düzenlenmiş, geçerli bir sözleşmedir. Sözleşmenin bu niteliği gereği davacı ancak, ifanın imkansız hale geldiği tarihte davaya konu olan taşınmazda davalının sebepsiz zenginleşmesi oranı ile ilgili yaptığı masrafları talep edebilecektir. İfanın imkansız hale geldiği tarih ise davacının sözleşmenin ifası konusunda umudunu yitirdiği, tapu iptal-tescil davasının kesinleşme tarihidir.O halde mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman üç kişilik bilirkişi marifetiyle yerinde keşif yapılarak, davacının davaya konu taşınmaza yaptığı masrafları belirlemek suretiyle, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki davalının sebepsiz zenginleşme oranını tespit etmek ve bu bedele hükmetmek olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.