MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; davalı kooperatifin, ... Belediyesine ait arsa üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yaptığı inşaattaki 14 nolu daireyi, adi yazılı sözleşme ile müvekkiline sattığını; teminat olarak da müvekkili lehine düzenlenmiş, tarihi ve bedel kısmı boş bırakılmış bonoyu verdiğini; ancak, davalının 14 nolu daireyi müvekkiline teslim etmediğini; bunun üzerine, Erzurum 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/27 Esasında mülkiyetin tespiti ve tescil davası açtıklarını, davanın redle sonuçlandığını; bu nedenle, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği müvekkiline teslim edilmesi gereken dairenin karşılığı olan bedelin (fazlaya ilişkin hak saklı tutularak 20.000 TL’nin) faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde ve kesin hüküm itirazında bulunmuş, esası bakımından da; davacının belediyeye ödediğini iddia ettiği paranın 2.500 TL olduğu halde, 20.000 TL’nin tahsilini istediğini, taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunup; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; “…davacının davasına dayanak olan satış sözleşmesi geçersiz olduğundan alacak ilişkisi doğmamıştır. Mülkiyetin nakline ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılması geçerlilik şartı olup aksi takdirde yapılan sözleşmeler geçersizdir. Geçersiz sözleşmede taraflar ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebilirler ise de davacı davasını sebepsiz zenginleşme hükmüne dayandırmamıştır. Mahkememizce davacının talebinden fazla bir talebe ya da başka bir talebe karar verilemez. Kaldı ki, davacı davasını sebepsiz zenginleşme hükmüne dayandırsa bile davalı süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmuş olup, dava zamanaşımı süresinden sonra açılmıştır. Gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Bir davada, maddi olayları ve vakıaları açıklamak tarafların, hukuki nitelendirmeyi ve davayı aydınlatmak görevi ve ilgili kanun maddesini bulup uygulamak ise hakimin görevidir. (HUMK.'nun 76.madde 6100 sayılı Yasanın 31.md.)Taraflar arasındaki uyuşmazlık; harici satış sözleşmesi ile satın alınan 14 nolu dairenin bedelinin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsiline ilişkin bulunmaktadır. Mahkemece, bu çerçevede bir inceleme ve araştırma yapılarak, oluşacak sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yanlış nitelendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bundan ayrı, taraflar arasında geçersiz de olsa, bir sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Bu nedenle, uygulanacak zamanaşımı süresi BK.nun 125.maddesi (TBK. M.146) gereği 10 yıldır. Bu süre, davacının açtığı mülkiyetin tespiti ve tescil davasının kesinleştiği tarihte başlayacağından, davalının zamanaşımı def’i de yerinde değildir. İşin esasına girilerek sonucu dairesinde bir karar verilmelidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.