MAHKEMESİ : BİLECİK 1. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 20/12/2013NUMARASI : 2013/173-2013/596Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, taraflar arasında görülen boşanma davasında velayeti davalıya tevdi edilen müşterek çocuk için müvekkilinin 300 TL iştirak nafakası ödemesine hükmolunduğunu, müvekkilinin nafaka borcunu düzenli olarak ödediğini ancak davacının 31.01.2013 tarihinde işinden ayrıldığını, ekonomik durumunun gerilediğini belirterek iştirak nafakasının kaldırılmasını, aksi takdirde 100 TL'ye indirilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; davacının 31.01.2013 tarihinde işinden ayrıldığını ancak yüklü miktarda tazminat aldığını, davalının da düzenli bir gelirinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 200 TL'ye indirilmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;TMK.nun 182/2.maddesinde, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma zorunluluğu bulunduğu hükmü getirilmiştir.Yine aynı kanunun 331.maddesinde de, durumun değişmesi halinde hâkimin, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği veya nafakanın kaldırılmasına karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.Davada, davacının işinden ayrılması nedeniyle işsiz kaldığı gerekçesiyle anlaşmalı boşanma davasında hüküm altına alınmış olan iştirak nafakasının kaldırılması yada indirilmesi istenilmektedir.Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle tarafların biri aleyhine katlanamayacak derecede bozulmuşsa, taraflar; artık o akitle bağlı tutulmazlar, değişen bu koşullar karşısında TMK.nun 2.maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini mahkemeden isteyebilirler.Bu nedenle hâkim, böyle bir davada tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, iddianın ispat edilmesi halinde tarafların gelirleri arasında bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir.Somut olayda ise; davalının en son 25.01.2012 tarihinde nafaka artırım davası açtığı, 300 TL olan nafakanın 360 TL'ye yükseltildiği, kararın temyiz edilmeyerek 04.06.2012 tarihinde kesinleştiği, davacının bu nafaka artırım davasından sonra 31.01.2013 tarihinde işten ayrıldığı ve 85.420 TL tazminat aldığı, davalı annenin ise sabit bir gelirinin bulunmadığı, iş bulursa temizlik işlerine gittiği anlaşılmaktadır.Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda hükmedilen iştirak nafakasında indirim yapılması gerekli ise de, müşterek çocuk için hükmedilen 360,00 TL iştirak nafakasının 160,00 TL indirilerek, 200 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi bu suretle yüksek miktarda nafaka indirimi yapılması hakkaniyete uygun bulunmamıştır.O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK.nun 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince nafaka miktarının makul bir oranda indirilmesi gerekirken, yüksek miktarda nafaka indirimi yapılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.