Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12803 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5464 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/09/2013NUMARASI : 2013/632-2013/552Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; davalı idarenin 15.05.2013 tarih ve 4769/19385 sayılı yazısıyla bildirilen 137.999,50 TL'lik reaktif ceza faturalarının geçersiz olması nedeniyle, davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ödenen 137.999,50 TL'nin ödeme tarihi olan 26.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; davacının tacir olmadığı ayrıca uyuşmazlığın TTK 4/2.md.de “a-f” bentlerindeki hususlara ilişkin olmadığı bu nedenle davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, mahkemece verilen görevsizlik kararının irdelenmesi amacıyla, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nda düzenlenen “tacir” ve “ticari işletme” kavramları üzerinde durulmalıdır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/1.maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, gayesine varmak için ticari bir işletme işleten dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi amme hükmi şahısları tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler dahi tacir sayılırlar.” Hükmü yer almaktadır.Maddede yer alan “ticari şekilde işletilmek” kavramına ise 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 11/1.maddesinde yer verilmiş; maddede aynen “Ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseler, ticari işletme sayılır” denilmiştir. Aynı Kanunun 12/11.maddesinde ise “su, gaz, ve elektrik dağıtma, telefon ve radyo ile haberleşme yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları” ifade edilmektedir. Yine aynı Kanunun 13.maddesinde yer alan “bir müessesenin işlerinin hacim ve ehemmiyeti, ticari muhasebeyi gerektirdiği ve ona ticari ve sınai müessese şekil ve mahiyeti verildiği takdirde bu müessese de ticari işletme sayılır” hükmü ile de; müessesenin işlerinin hacim ve öneminin ticari muhasebeyi gerektirmesi ve ona ticari ve sınai bir müessese şekil ve mahiyeti vermesi halinde bunun da ticari işletme sayılacağı, belirtilmiştir. Diğer taraftan, Ticaret Sicili Nizamnamesi'nin 13/2.maddesine göre, kamu tüzel kişileri tarafından kurulan iktisadi işletmeler tüzel kişilikleri bulunmasa dahi bir ticaret unvanı seçmeye ve kullanmaya mecbur oldukları gibi, kurucu kamu tüzel kişileri de bu iktisadi işletmeleri ticaret siciline kaydettirilmek zorundadır. Keza doktrinde de ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletilmek üzere kurulan bütçesi ve mameleki kamu tüzel kişisi tarafından ayrılmış iktisadi işletmeler “tacir” sayılmışlardır.Somut olayda; davacı Organize Sanayi Bölgesi, 28.08.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 49 yıl süreyle elektrik dağıtım faaliyeti yürütmek üzere davalı TEİAŞ ile sözleşme yapmıştır.Bu nedenle davacı İ.. B.. Türk Ticaret Kanunun 12/1 maddesi uyarınca elektrik dağıtım işi yapmakla ticarethane sayılması gerektiği kuşkusuzdur.Davacı Organize Sanayi Bölgesi “Organize Sanayi Bölgeleri Hakkındaki 4562 Sayılı Kanunun 5.maddesinde belirtildiği üzere bir özel hukuk tüzel kişisidir.Ayrıca 29.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmak suretiyle yürürlüğe giren Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik Piyasası Faaliyetlerine ilişkin Yönetmeliğin 1. ve 4.maddelerine göre,ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletilmekte,yaptığı işler itibariyle de ticarethane sayılmaktadır.Nitekim,ASKİ Genel Müdürlüğü ile ilgili olarak önüne gelen bir ihtilaf nedeniyle Hukuk Genel Kurulu 21.09.1983 gün ve E:1980/11-2721, K:1983/823 sayılı ilamıyla;ASKİ tarafından “görülen hizmet bir kamu hizmeti ise de faaliyetin özel hukuk kuralları altında yapıldığını kabulle TTK'nun 18/1.maddesi anlamında tacir sayılacağına” karar vermiş; aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun İSKİ ile ilgili olarak verilen 29.11.1995 gün ve E:1995/11-647, K:1043; 03.10.2007 gün ve E:2007/4-597, K:2007/694, 15.06.2012 gün ve 2012/4-168 E,2012/397)sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK.nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Bu tür ticari davalara ise Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılır. (TTK m.5/2) Eldeki dava da, davacının gerçekleştirdiği elektrik dağıtım işinden kaynaklanan ve davalı TEİAŞ tarafından tahakkuk ettirilen ceza faturalarının geçersiz olduğunun tespiti ve ödenen ceza faturalarının istirdadı istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi içerisindedir. Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, yargılamaya devam edilmesi, taraflardan delilleri sorulup saptanması, gösterilecek delillerin toplanması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.