Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12801 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5219 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2012/331-2013/196Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde, fiili kullanıcı olan müvekkili hakkında kaçak elektrik kullanmadığı halde davalı kurumca kaçak tahakkuku yapıldığını ve davacının hakkında tahakkuk eden 9.271,34 TL'yi ödemek zorunda kaldığını, davacının hakkında açılan ceza dosyasında da beraat ettiğini belirterek davalıya ödediği bedelin istirdadı için İzmir 18.İcra Müdürlüğü'nün 2012/11229 sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek davalının haksız itirazının iptali ile, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini aksi takdirde yaptıkları kaçak tahakkukunun doğru olması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece;gerek ceza yargılamasında gerekse mahkemece alınan bilirkişi raporlarına göre davacının kaçak elektrik kullanmadığı, davacının usulsüz elektrik kullandığı, bu durumda davacıdan haksız olarak kaçak ve revizyon fatura miktarlarının tahsil edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Maddi hukuka dayanan savunma vasıtaları itirazlar ve def’iler olarak ikiye ayrılmakta olup, itirazlar; bir hakkın doğumuna engel olan veya o hakkı sona erdiren vakalar olup, hakim tarafından re’sen gözetilebilmektedir. Def’iler ise; davalının borçlu olduğu edimi özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına imkân veren bir hak olup, taraflarca ileri sürülmesi gerekir.Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde, davacının kaçak tahakkukuna konu borcu 24.02.2005 tarihinde ödediği, hakkında açılan ve düşme ile sonuçlanan ceza davasının 27.10.2010 tarihinde kesinleştiği, iş bu davaya konu icra takibinin ise 21.09.2012 tarihinde başlatıldığı gerekçesiyle zamanaşımı savunmasında bulunmuştur.Bu durumda mahkemece, davacı ile davalı kurum arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı da nazara alınarak, davalının zamanaşımı savunmasının,öncelikle ön sorun şeklinde incelenmesi (HMK.163-164.maddelerine göre) ve olumlu olumsuz bir karara bağlanması gerekirken, davalının zamanaşımı savunması hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden işin esası hakkında hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştirBu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.