Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12699 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16385 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kararın miktar yönünden kesin olduğundan temyizin reddine dair ek kararın yine davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında elektrik abonelik sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin abone olduğu günden beri faturanın içeriğine gizlenmek suretiyle kendisinden haksız olarak kayıp kaçak bedeli v.b adlar altında haksız şart içeren bedellerin alındığını belirterek, kaçak kayıp bedeli ve sayaç okuma bedeline dayanak yapılan abonelik sözleşmesinin maddelerinin haksız şart olduğunun tespiti ile iptaline, bundan sonra bu kesintilerin yapılmamasına ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL 'nin avans faizi ile birlikte iadesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, 3.300,00 TL'ye kadar olan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru zorunlu olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili hükmü temyiz etmiş, ek kararla miktar yönünden kararın kesin olduğu gerekçesiyle davacının temyiz talebinin reddine karar verildiği, verilen ek kararın süresi içerisinde yine davacı vekili tarafından temyiz edildiği görülmektedir.Davada, abonelik sözleşmesi gereğince faturaya yansıyan kayıp-kaçak ve sayaç okuma vb. bedellere ilişkin haksız şartların tespiti, bu maddelerin iptali ve ayrıca bu isimler altında bundan sonra kesinti yapılmaması ile fazla tahsil edilen miktardan şimdilik 100 TL'nin davalıdan tahsili talep edilmektedir. Görüldüğü üzere, davacının talebi sadece 100 TL ile sınırlı olmayıp, ileriye dönük ard etkisi yapabilecek belirli olmayan, devamlılık arz eden bir isteme ilişkindir. Bu nedenle, kararın kesin olduğundan bahisle, temyiz dilekçesinin reddine dair mahkemece verilen ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesinin incelenmesine geçilmiştir.1-) Dosyanın incelenmesinde; 07.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile; "Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır." hükmü getirilmiş, Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na eklenen; Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmü, Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.Hal böyle olunca; 6719 Sayılı Kanunun yürürlük tarihi öncesi dönemlere ait davaya konu edilen Kararlarına göre elektrik faturalarında aktif enerji bedeli yanında tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp- kaçak bedelleri tahsilinin, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve 6719 sayılı kanunun yürürlük tarihi öncesinde açılıp halen devam eden (derdest) davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6719 Sayılı Kanunla değişik 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17/10 maddesi ve geçici 19 ile 20. maddelerinin, davaya konu olan somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığı ve kanun değişikliği nedeniyle meydana gelen hukuki durumun yerel mahkemece değerlendirilmek suretiyle bir sonuca varılması gerekir2-) Bozma nedenlerine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.