MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 16. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 16/04/2013NUMARASI : 2012/252-2013/256Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının özel akşam lisesine gittiğini, annesi ile kaldığını, davalı babasının diş hekimi olduğunu, refah içinde yaşadığını, davacı ile ilgilenmediğini belirterek aylık 2.500.00.- TL yardım nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının nafaka alabilmek için akşam lisesine gittiğini, çalışabilecek durumda olduğunu, davacının davalının evindeki bilgisayarı kırdığını, iki cep telefonunu da aldığını, hakkında takipsizlik kararı verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davacının davalıya karşı işlediği iddia edilen hakaret ve tehdit suçlarından yargılandığı, akşam okuluna gittiğinden çalışabileceği, davacının talebinin hakkın kötüye kullanılması olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK.'nun 328/1.maddesinde; "çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler",TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür",TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır.Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.Somut olayda; davalı babanın diş hekimi olduğu, aylık gelirinin 4.000.00.-8.000.00.- TL arasında değiştiği, iki evinin iki aracının olduğu, yeniden evlendiği, iki çocuğunun daha olduğu, dava dışı annenin ise öğretmen olduğu, 1.800.00.- TL maaş aldığı, evi ve aracı olduğu,davacının devam ettiği özel akşam lisesinin yıllık ücretinin 3.200.00.- TL olduğu,davacının 03/08/2012 tarihinde davalı babaya karşı işlediği iddia edilen hakaret ve tehdit suçları nedeni ile Çocuk Mahkemesinde yargılandığı, bu dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin red gerekçesinin dayanağı olan Çocuk Mahkemesi dosyası henüz derdest olduğu gibi davacı bu iddialar nedeni ile cezalandırılsa bile bu durum davalı babanın eğitimi devam eden davacı çocuğuna yardım nafakası ödeme yükümlülüğünü kaldıran bir neden değildir. Davacının eğitimini sürdürürken ayrıca iş bulup çalışarak masraflarını karşılayabileçeğine ilişkin gerekçe ise davacının yaşı,eğitimi,deneyimi,ülkenin çalışma koşulları düşünüldüğünde inandırıcı bulunmamıştır . Diğer yandan davacının yardım nafakası talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu düşündürecek bir delil de dosyada bulunmamaktadır .O halde mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, davacının giderleri, mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü değerlendirilerek ve hakkaniyet ilkesi ( TMK 4. maddesi )de gözetilerek uygun bir yardım nafakası takdir etmekten ibarettir.Mahkemece anılan ilkeler gözardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.